...
Siz hiç
Bir odada kendi adınızı duymayı beklediniz mi?
Ya da biri arkanızdan “iyi ki vardı” desin diye
Öldünüz mü sessizce?
Ben öldüm.
Ama önce, çok uzun zaman yaşamadım.
Birbirinizin telaşında ezildim,
Göz göze gelmeye korkan bakışlarınızda
Görünmeden geçtim.
Beni sevdiniz mi gerçekten,
Yoksa
Sizce sevilesi biri miydim sadece?
Geceleri düşündüm en çok,
Neden kimse içimdeki karanlığa bakmadı diye.
Hep aydınlıklar konuştuk,
Ama kimse
Gözbebeklerimde büyüyen suskunluğu sormadı.
Ben oradaydım…
Bir sandalyede eksilen,
Bir çatalda unutulan,
Bir şarkıda susturulan.
Ben, o eksik notaydım.
Hiç çalmadınız.
Gittiğimde değil,
Susmaya başladığımda anlamalıydınız.
Yüzüm değil,
Yüzümde kırışan kelimeler susuyordu size.
Şimdi mezarımda bile konuşamıyorum,
Çünkü hâlâ sözüm yarım.
Ve siz hâlâ kendi hayatınızın ortasında,
Benim yokluğumu
Bir günlüğüne giyip çıkarıyorsunuz.
İçinizden biri bile
“Onu biz unuttuk” dese,
yeterdi.
Çünkü bazen en büyük sevgi,
Bir günahı kabullenmektir.
Ama ne siz günahlandınız,
Ne ben affedildim.
Öylece kaldık:
Siz hayatta,
Ben hayal kırıklığında.
Ve şimdi soruyorum size:
Siz hiç ben oldunuz mu?
10.06.2025
Yazarın
Önceki Yazısı