Doğu Yakası Hikayesi-1


insanlar elisaya saygı duyardı
çünkü o dürüst biriydi 
ben ondan çekinmezdim 
çünkü onu seviyordum

benim sevgim
saygıdan da, korkudan da büyüktü
benim sevgim daha derindi
daha güçlüydü 
elisayı andığımda 
hep bir gülümseyiş gelir aklıma
cesur ve umut dolu
biraz muzip ama 
kendinden emin bir gülümseyişti

elisayı çarşıda gördüğümde 
yine aynı gülümseyiş vardı yüzünde.
yanında annesi vardı
yanında kardeşi güzel leyla vardı 
ve elisayı 
elisa yapan 
o gülümseyiş vardı yüzünde
durgun göller gibi sakindi
ben çağlayanlar kadar coşkulu 

işte o anda 
işte o anda gördüm elisanın gülümseyişini 
o gülümseyiş beni aldı 
beni incir ağacından indirdi
beni aldı
bana sarıldı incecik kollarıyla
beni öptü yanağımdan 
benim elimden tuttu

ben, elisayı görünce, 
duru bir derede yüzen 
kırmızı balıklar gibi gördüm yazgımı
ben, elisayı görünce 
anladım onsuz bir hayatın olamayacağını 
oysa elisa bunu bilmiyordu
oysa ben elisaya aşıktım
oysa ben elisayı seviyordum 
oysa elisa dünyalar güzeliydi
o gülen yüzünde 
gamze taşıyordu
sağ dudağının üstünde ben vardı
birde

lakin elisanın gülümseyişi
hiç korkma diyordu
gördüklerin geçici
bir sen hakikisin 
bir de bana duyduğun sevgi 
ve ben inandım onun gülümseyişine
ve ben sevdim gamzesini
ve ben sonsuza kadar 
bekleyecektim elisayı 

ey,göğün aydınlık güneşi
ey güneş parıltılarının  müjdelediği kişi 
ey biricik aşkım elisa
sana sevgi, sana saygı, sana minnetle 
uzanıyor ellerim
sana aşkların en içtenini
en sahicisini sunuyorum
lütfen kabul et

bana güldüğün için 
benimle bu sevda yolculuğuna çıktığın için
o gece karası saçlarını 
kollarıma  bıraktığın için
bu kavuşmanın sonucu 
huzurlu ruhum 
yazgısı  benimle tamamlanan kadınım 
seni ne kadar çok sevdiğimi
biliyorsun

zaten hayat bir yolculuk değil midir 
kaderin ördüğü bir patikada 
yürümekten başka nedir
hayat

sen
yolunda yürürken
ben de sana şiirler okuyacağım 
ben sana öyküler anlatacağım
sen sıkılmayasın diye 
mısralarımı sana yol arkadaşı yapacağım
elisa

ey 
yılların ötesinden gelen sevgili
işte bir kez daha söylüyorum
tatlı bir meyvenin balı gibi 
dudaklarıma yapışan o kelimeyi
elisayı

ben elisayı istiyorum
başak güneşi
arı çiçeği
yeni doğmuş bebek anneyi
tarla tohumu
mecnun leylayı nasıl istediyse
ferhat şirine nasıl kavuştuysa
ben de elisayı 
öyle istiyorum

lakin elisa hala gülümsüyor 
ben her yerde onu görüyorum 
kulağım sesini arıyor
bir çekingenlik geliyordu üstüme 
kaçıp
bir kuytuya sığınıyorum

redfer

(Devamı 2.sayfada...)
( Doğu Yakası Hikayesi-1 başlıklı yazı redfer tarafından 19.06.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu