Yaldızlıdır Uzağı Aramak Düşü
bir vuslattır  
yüreğinde sevda taşıyanlara
ayrı bir heyecandır
geçmiş zaman 
yaşanılan mekan

yaşamak
yolun sonu ile başını bilmekten çok ötedir aslında 
yanı başından akar gider
bazen bir ırmağın suyu 
bazen bir kuşun tüyü 
bazen gündüzün geceye evirilmesi 
bazen de ömrünün sonuna gelmiş bir ağacın 
düşen son yaprağıdır 
bilemezsin

hiçbir zaman 
popüler bir yazar olmadım
o dar ve derin okuyucu kitlesinin yeri 
her zaman özel kaldı
bende

bütün söz ve mana acemiliklerine 
taşkın heyecanlara 
hayatla yazının sınırları arasındaki 
kayboluşlara rağmen 
o soyut dünyayı öylesine paylaştım
ve şiirleri öylesine…

onlar
benim gördüğümü göremediler
bilemediler çıldırmak üzere olduğumu
heyecanlarım
taşkın bir ırmak gibi 
akışkan
coşkulu
hüzünlü
bir o kadar sessiz
ve vakur

bir de kışkırtan rakamların 
sayıların tevafuku var 
işin içinde
benim şairlik yaşım 
ebcetle kırk beş
yanı kırk beş sene
gelip geçti
bu köprünün altından

yazmakla başlayıp 
yazmakla biten 
bir ömür işte
yazmak istedim 
hiç kimsenin söylemediği şeyleri
hiç kimsenin söyleyemediği biçimde 

yaldızlıdır uzağı aramak düşü 
içinde ararken kaçırdıklarını 
anladığında ömrün ışığı sönüvermeye yüz tutar
bakmadığın yerdedir hayatın manası
isyan ruhlu
hemen kıyında
bir köşede 
dibindedir
nedense bilemezsin

kendimizi
kalıplarımıza sokmaya çalışmak
öz benlikleri
karakter ve gelişimleri  zedelemek 
sahih bir inanç sunarak 
okumayı, anlamayı, aklını kullanmayı
öğrenmek yazmakla olur

geceler boyu sokakları anason kokan bir şehirde 
yüreğin fırtınaya tutulmuş denizler gibi
kol kola en güzel aşk şarkılarını söylerken
karanlıkta bir yıldırımın ışıktan daha hızlı  
aydınlıktan daha güçlü değilmiş öğrenirsin 
kıvılcımlı bir sancı gibi düşünce göğse
bakarsın ya gözünün içine hani 
bu nedir böyle der gibi 
ateş gibi
adına sen 
ne dersen de 
aşk mıdır sevda mıdır bilemezsin

lakin yazmanın da 
hiçbir ağrıya derman olmadığını fark edersin
bütün manaları ifade edecek
bütün anlamlara şamil olacak
te bir kelimenin olmasını istersin 
bunca şiire 
gerek duyulmazdı her halde 
dersin

maalesef yok
kelime bile değil 
bütün manaları içeren 
bir noktaya da razısın
yani beyhude bir arzunun
içinde kıvranıp durursun

kalbimde titrek bir hüzün 
heyecanın yenilenir  tekrar tekrar
kimi cümleleri birkaç kez 
hatta odanın içerisini 
kaç kez adımladığını anımsamazsın
sayfaya düşen 
muhatabını ayağa kaldıran şiirler
kim bilir nasıl yazılır
kaç geceler boyu
kaç saat 
kaç dakika 

hep kendi kendime
keşke yazmasaydım dediğim zamanlar 
oldu
yazmasaydım ne olurdu
ne eksilirdi hayattan
şu halimden
şu benden

tıpkı yaprak gibi 
ömrün ziyasının sönmeye yüz tuttuğunu fısıldar ağaçlar
kasım rüzgarlarıyla yapraklarını dökerken
bizim alnımıza da yazılmıştır hazan rengi 
sararıp solmak
yorgun düşmek 
öyle bir hüzün iner yüreğe 
oysa daha gökyüzünün sonsuzluğuna 
kanat vuracakken
bu koca hiçliğin cevabını sen 
bilemezsin

kendini ne kadar yorsan da
kendini ne kadar zorlasan da 
bildiğini okuyacağını 
yazmak öğretir insana
kavgaları
barışmaları
ağlamaları
gözyaşlarını 

redfer
( Yaldızlıdır Uzağı Aramak Düşü başlıklı yazı redfer tarafından 20.06.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu