
Eski bir Mektuptan okurken
Sarı mürekkep, soluk kâğıt,
Zamanın tozunda unutulmuş cümleler.
Bir "merhaba" saklıydı belki de,
Yahut gözyaşıyla ıslanmış bir "elveda"...
Sonra bir Şarkı Dinlerken
Pencereden süzülen akşam güneşi,
Eski plak, çatlak bir ses.
"Belki hâlâ seviyorsun," diyor,
Ve bir an, susuyorum…
Çay ve Şiir
Bardağın buğusunda beliren dize,
Kaybolur gider, tıpkı sıcaklığın gibi.
Yazsam da anlatsam,
Yarısı kalır hep, yarısı eksik…
Derin bir Nefes
Ciğerlerimde dolaşan acı,
Duman, kül ve anılara karışır…
Rüzgâr savurur geçmişi,
Bir sigara kadar kısa ömürlü.
Kokular
Hayat: Tuz, ekmek, toprak.
Aşk: Yanmış kahve, bahar yeli.
Şans: Bir limon çiçeğinin ıslak hâli.
Ölüm: Eski bir kütüphanenin tozu...
Saatler Akar
Camda buğu, duvarda gölge,
Zaman usulca kayar avuçlarımdan.
Hikâyemiz, yarım kalmış bir mektup...
Ve ben, hâlâ onu tamamlamaya çalışıyorum…
Uzaklarda
Belki bir tren sesi duyulur,
Belki bir martı kanadında adın…
Ama sen çok uzaktasın,
Ve ben, bu mektubu yazarken bile,
Sadece bir hayal kadar yakın...