Feqîyê Teyra
– suskunluğun kanatlarında bir ağıt –
...
Ben,
Hiçbir toprağa tamamlanmamış bir kelimeydim.
Rüzgârın omzunda büyüdüm;
Göçer bir duanın baş harfiydim.
Ne bir harita çizdi kaderimi
Ne de bir ana duası silebildi yoksunluğumu.
Feqîyê Teyra'me ez,
Sürgün bir harf gibi savrulurum her rüzgârda,
Kanadına yurt bulamamış
Bir kuşun kalbinde taş gibi duran yarayım.
Dağlar bana ana olmadı.
Zîlan çayında yıkanmadı çocukluğum.
Bir taşın suskunluğunu ezberledim
Bir de bir annenin göz çukurunda kuruyan feri.
Sözcüklerim bile yetim kaldı
Diller arasında sıkışmış bir halkın sessizliği gibi.
Göğe dönen her yakarış
Boğazımda düğümlenen bir mezarlık şimdi.
Êvar e, evîn tune
(Akşamdır, ama sevda yok.)
Yıldızlar uzakta değil,
Yalnızca düşecek kadar kırıklar.
Beni anlamak için
Bir mezar taşına yaslan,
Ama adı silinmiş birine.
Bir kelime arar gibi bak taşlara:
"Ji bo kî hatî? Ji ku çû?"
(Kimin için geldi? Nereye gitti?)
Ben anlatmam,
Ben sızarım içinden usulca.
Çünkü artık konuşmak,
Bir çocuğun rüyasında gördüğü ekmeği anlatması gibi,
Kimse doyamaz, ama herkes acıkır.
Ve bir gün…
Bir kuş, sırtında eski bir kitapla
Başını eğip toprağı öperse
Bil ki o benim:
Unutulmuş bir halkın,
Hatırlanmaya değer son hikâyesiyim.
(
Feqiye Teyrame Ez başlıklı yazı
HüseyinBERFE tarafından
4.07.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.