Eski Zamanın Ayak İzleri - 2

...

Bir zamanlar,
Sokak lambalarının solgun ışığında
Çocukların gölgeleri, duvarlara masallar çizerdi.
Her gölge,
Sanki büyümeye hevesli bir kalbin
zamana attığı imzaydı.
Taşların arasında yuvarlanan misketler,
Yalnızca camdan küreler değil,
Evreni avuçlarımızda döndürdüğümüz sırlar gibiydi.


Kaybedilen her oyun,
Aslında yarının hayaline bırakılmış bir emanetti.
Çünkü biz bilirdik ki,
Yeniden başlamak,
Çocukluğun en büyük imtiyazıdır.


Avluların taşlarına sindiğinde yağmur,
Toprakla birleşen o derin koku
Hafızanın en kuytu odalarına işlenirdi.
İnsanın ömrü boyunca arayacağı,
Ama hiçbir yerde bulamayacağı bir kokuydu bu;
Adını bilmeden sevdiğimiz bir özlem.


Ve akşam inerdi usulca,
Pencerelerden yankılanan anne sesleri
Aynı anda binlerce eve değen
Ortak bir şefkat olurdu:
“Yeter artık, geç oldu!”
Oysa biz bilirdik,
Gecenin sessizliği de
Çocuk kalbimizin oyun arkadaşıydı.


Bir fener ışığının çevresinde dönen pervaneler,
Bizim de etrafında döndüğümüz hayallere benzerdi,
Yanmaya cesaret edenin,
Işığa en yakın duran olduğunu
O yaşlarda sezmiştik belki de.


Bir zamanlar,
Hiçbir şey bitmezdi:
Oyunlar, hayaller, dostluklar,
Gökyüzüne bırakılan kahkahalar…
Ve biz, büyümeye değil,
Zamana inat,
O anların içinde kalmaya meyilliydik.


17.08.2025
( Eski Zamanın Ayak İzleri - 2 başlıklı yazı HüseyinBERFE tarafından 17.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu