Hangi mahzun gülüştü çaldırdığım
bazense çatık kaşlı bir güne uyandığımın ertesi her halükarda aştığım engeller
bazen taşkın nehirlere bentler kuran münafık gölgeler.
Seyyahtı imgeler ve devingen ruhum
Aşkı küreyen sefil öznem
En güzeli değil miydi hem inancına
sadık kulluğum?
Rengimle tasfiye ettiğim karanlık
Hicreti yüreğimin
Şükür ki sevgi ve inançtı tanıdık
Yoksa mümkün mü sadık kalmak özüne?
Telaşla yürüdüğüm yollarda kayıp da
düştüğüm
Belki de bir t/uzaktı yalnızlığa
düşkünlüğüm.
Her halükarda kalabalık kıldım
yüreğimi
Renklerle donattım yeri göğü
Karanlığı dahi beyaz bildim
Mademki sevgiydi en sevdiğim nimetim.
Aşikâr olan neyse saklanan
Kalp gözüme sığındığım
Akabinde acıların şükrü katık
yaptığım kadar
En parlak yıldızdım
Yetmedi kuyruğumdaki sözcükleri
kırptığım
Aksinde söylediklerimin
Söylemediklerime de vakıftım
Elbet sevdiğim kim varsa tuttukları
ışık
Müptelası olduğum sevgimin katıksız
sazıydım.
Ki iç sesimdi en nazenin beste
Sözcüklerle diktiğim yürekte saklıydı
elbet nice güfte
Arz edilene sunulan taleple
Yetmedi büyüdükçe büyüdü içimdeki
ağaç
Sınandığıma binaen
Sırtımı dayadığım dağın yamacında
Açan nazenin bir gelinciktim
Solmanın arifesinde
Aşka bağdaş kurduğum her yakarışımda
Rabbime
Yolumdan sapmadığım kadar
Nasıl da vakur
Yetemediğim kimse kaderin izinde
Yaşadığım ömür kadar
Bazen savruk yüreğimle
Diktiğim her yarada
Daha da çok sevebilmenin ümidiyle
Çıktığım şu yolda
Nasıl da tanıdıktı ateş ve acı.
Aşkın niyazında közlenen İlahi bir
sancı
Rahmete dokunmaksa tek ilacı
Aşkın ihya ettiği bir sarnıç
Kuyulardan firar edip de göçtüğüm bir
gök
Hangi kuşun kanadına kondumsa
Dokunmaksa mucizelere
Rengimle yeşeren bir çiçek idi madem
yarının mizacı.