
"Nihayet"
Sen ki
gözümde
gece yarısı Bodrum marina iskelesinde
içilen
ucuz şampanya parıltısı gibsin,
ve bir selfie ışığı kadar yapaysın.
Kulağımda çınlayan türküler sustu.
Artık sen,
kulaklıklardan sızan ucuz bir pop şarkısı…
Tenin, sönmüş bir sigara külü kadar soğuk.
Nefesini hâlâ hatırlasam da,
saçlarında eriyen kar tanesi gibi kayıp gidiyorsun.
Belki de bir sabah,
Bodrum sahilinde,
o dudaklarındaki laboratuvar gülüşle
ansızın karşılaşırız;
Sen Instagram hikâyeni filtrelerken,
ben duvara, eski arabeskçiler gibi,
"bu da geçer" yazarım.
İkimiz de
bu şehrin kanayan diş etlerinde
sakız gibi yapışıp kalırız.
Ne dersin?
Çek git artık!
Gözyaşların,
bir gece yarısı barmenin silmeye üşendiği
tezgâh lekelerinde kalsın…
Ben,
e-scooter'ın koltuğunda,
seni unutmanın matemini değil,
şiirimin jilet gibi keskinliğini
kuşanacağım!
"Sil artık beni diye
Nirvana zihninin kayıtlarından!
Yetti be İnstagram güzeli yetti!"