İnsan Kendinde Başlayıp Kendinde Bitiyor Hep

Mendil balkona asılmış çamaşırlarda esiyor rüzgâr. 
Paldır küldür, aceleci.
Bir mendil koptu çamaşır mandallarının ucundan. 
Mendil kısmı, rüzgârla uçmayı pek sever. 
Mendil gitti, 
daha doğrusu gitmedi de uçtu, 
bir başka balkonun demirlerine kondu. 

Mendiller böyledir hep
Sanırlar ki konunca bir balkon demirine 
ya da pencere kenarlığına; 
kuş olurmuşlar.

Mendili, balkondaki adam alıp 
sol iç cebine koyar ceketinin 
Demek rüzgârın esmesi iyi bir şeydi. 
Çocukluğundan beri 
bir kuş beslemek istemişti, koynunda
sol iç cebinde 
uslu uslu uyuyor
mendil şimdi.

Belki de hakikate varmanın ilk adımı
o güne kadar hakikat bildiğin her şeyi 
suya bırakabilme cesareti göstermekti

Peki neden suya bırakılır? 
Yakılmaz, 
atılmaz .
Su hem temizdir hem temizleyen. 
Su içinde bulunan her şeyi bir çırpıda arındırıp ayrıştırır. 
Suda yansıyan suretine bakmaktan 
kim kendini alıkoyabilir? 
Suya girip de çıkan hangi eşya
ilk hâlindeki gibidir? 

Yağmurludur gün. 
Suyun ardında kalan  hakikate bakarken 
suretine âşık bir hâlde otururuz suyun öte tarafında. 
Sudan sebepler gibi görünen 
aslında pek öyle olmayan 
bir gidiş gelişler silsilesi 
sıralanır ardımızdan. 

Önce korkarız 
hem bugüne kadar hakikatle karşılaşıp da 
korkmayan kim olmuş ki? 
Korkacağız elbet. 
Şaşkın şaşkın
kendisini değil de 
fotoğrafı tercih eden biri var 
karşısında şimdi.

Sen dostlukların, 
aşkların kolay mı kurulduğunu, 
kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? 
Onun resminle ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. 
Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamış…
Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. 
İnanamadım… 

İkinci kez zorlukla baktım resmine. 
Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde. 
Nihayet değişmezi bulmuştum. 
Resmi benim içime bakıyordu. 
Beni, kendimi görüyordum, 
bana hep dostlukla, iyilikle, sevgiyle bakan.

Sevgide değişmezi aramak… 
İmkânsız görüneni mümkün  kılmak 
İlahî aşkı hatırlatır insana
İnsanın kendini, 
insana nefsini tanıma, 
kendi gerçekliğini idrak bilincine 
ulaşma yolculuğunu…

İnsan-ı kâmil olmanın ilk basamağı
vazgeçmektir. 
ilahî aşktan uzaklaştıran her eylemden vazgeçilir. 
Önce arınma gelir, 
bir yağmur penceresinden bakarız dünyaya. 
İbadetten önce abdest gelir, 
imandan önce “lâ” denir. 
Yaratanın dışındaki her şeyi ret ile gireriz 
o eşikten içeri…

Yol böylece yürünür. 
Aşk yolu da iman yolu da 
kulluk da önce arınmaktan gelir. 
hakikat cevheri taşıyoruz içimizde. 
Yaşamak bir su birikintisinde bahşediliyor ilkin. 
Başlangıçta hepimiz suya bırakılan suretleriz. 
İçimizdeki heyecan şaha kalktığında 
ne kadar suret biriktirdiysek,suya bırakırız.
Bizi uyandıran, 
bizi ayık tutan, 
bize hakikat perdesini hayret ile temaşaya davet ettiren
ve elbette ilk adımı attıracak suretlere hürmetle…
o beyaz mendili takarız göğsümüze.

Yoldayız, yol alıyoruz yağmurlarla birlikte. 
Başka türlü nasıl varılır varlık bilincine? 
Gölgelerden, suretlerden arınmak, 
ancak aşk ile. 
En nihayetinde, 
kendinde başlayıp kendinde bitiyor.
kendinde başlayıp 
kendi varlık bilincine erdiğinde 
bir oluyoruz
bir rüzgarla.

Rüzgarda,
Aşkın kendisi var
rastgele 
neredeyse 
Her şey yerli yerinde 
ve her şey olması gerektiği gibi.

âdeta insan,
kendi ruh dünyalasına dalmaya davet ediyor… 
taşlı yolları insanı âşık ediyor 
İstanbul’a 
ve öylesi güzel bir 
İstanbul’u özlüyoruz. 
Yağmurlu bir gün. 
birbirlerine delice âşık 
Yağmur âşığı da maşuku da 
biziz.
 
Benim için ölüm demek ama 
gitmeler ...
sanki en çok da kendimi ikna etmek istercesine, 
sana âşık olarak kalmak istiyorum, 
sonra yürüyüp gidiyorum
sakaklarında
caddelerinde
boğazın kıyısında.

Aşk mumdan bir kayıkla 
ateşten bir nehri geçmektir. 
beyazlar içinde 
arınmış da gelmiş âşık. 
kayığındaki fazlalıkları suya bırakıyor. 
Göğsündeki mendili bırakıyor 
Ruhunu bırakıyor
Yağmurlu bir gün. 
Rüzgarlı bir gün.

aynı dünyaların insanları artık
kendi varlık bilinçlerini keşfediş hikâyeleri 
İkilikten tekliğe doğru bir oluş, 
Bir olana varış. 
İlahî aşk perdesi bu
öyle güzel ki.

insan kendinde başlayıp kendinde bitiyor hep.
rüzgarlı  bir günde suretleri ,
o beyaz mendili 
bırakmalı suya 
suyun akışına doğru.



redfer
( İnsan Kendinde Başlayıp Kendinde Bitiyor Hep başlıklı yazı redfer tarafından 18.08.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu