Özlemin hiciv dolu yası:

Yâdında saklı iken de dünü

Ve yerkürenin metruk kaleleri

İhya edilesi bir yüreğin yeniden doğma ümidi

İçre dönük o bir avuçluk külü

Künyesi ve kudreti

Aşka biat neferi olmakla yükümlü bir beşerin kefareti

Yandıkça diner mi ateş?

Yâd ettikçe gömülür mü mazi?

 

 

Mukaddes bir günün öğütücü gücünden firar ettim.

Öncemden öte öykümden ibaret olmasa gerek ömür.

Kapkaça uğrayan hayallerimi hüsran ile gömdüm öncem sefil; anda saklı saf yüreğim ve sonrama da kefilim mademki meleklerdi kutsayan mademki yüreğim idi aşka ve ilahi düşlere susayan…

Suskular b/içtim ansızın.

Sürrealist resimlerde açtım çiçekler misali.

Sübyan surların ve seferi dolduruşların hacminde bir hatim daha indirdim ebediyete intikal eden tüm sevdiklerime…

Çürük idi ısırık aldığım elma ve kovuldum dünyadan.

Çarpık idi düzen artık hangi zalim ise ahkâm kesen…

Miladi takvimin sararmış yapraklarında boyumun da ölçüsünü aldım hicri bir ateşe daha yaklaşıp da cayır cayır yandığımın ertesi…

Gönül idi kubbem.

Aşk ise suretim.

Hazan iken muhatabım bense baharı diledim.

Yaz ve kış ise soğuk na’şında ölümün gönlün beyitlerinden sökün etti dünün ve işte kanaviçeler ördüğüm ömrün ırgat düşleri…

Sancılı döngünün seferi tanığı.

Ölümcül sevdaların süt beyazı yalnızlığı…

Kutsanmış aşklara anlam yüklediğim ve seve seve ve yana yana ve de yanıla yanıla nihayetinde Rabbime kavuşup hidayete erdiğim.

Soluk benizli iken gün.

Silik iken ömrüm.

Saygın bir ölü olmak adına sürgün edildiğim coğrafyalardan sökün eden hayallerim.

Sükûnet.

Safiyet.

Nihayetinde afiyet yüklendiğim.

Aşk iken kıblem.

Yanık iken nefesim.

Yampiri gölgelerin taptığı nefsine alıp da verdim belki son nefesi.

Bir metruk hece daha inşa edip…

Bir meczup iken yüklendiğim hasretim.

Bir menkıbe.

Bir mersiye.

Belki de methiyeler dizdiğim.

Ve işte o son reverans.

Ve işte tek komplimanı ile bilinmezin, t/av olduğum gizemin dolmak bilmeyen miadı…

Körüklü düşlerim.

Hayal gücüm.

Ve gerçekçi yanım ile mantığımı sere serptiğim.

Serler ve sırlar dolu evrenin tek ukdesi olsaydım keşke mademki çarpılmıştım döndüğüm son yeminimle…

Af diledim.

Saf bildim imanı.

Serdim en beyaz ikramı.

Saldım da ruhumdaki atları.

Dizginleyemediğim kadar da duygularımı…

Ve zuhur etti ölüm meleği.

Ne dün ne yarın sadece anda saklı:

Üstüne ant içtiğim kadar kutsal kitabı hatmettim sevgiyle nakşettim ve nüksetti son gerçeğim:

O’ndan geldim ve sadece O’na gideceğim…

Beyazın masum ç/ağrısı ve dayatma yalancı aşkların tüm tafrası belki de Araf’ta kaldığım kadar çocuk da kaldığım ve dünyanın tüm yalanları karşısında kala kaldığım…

Burnu Kaf Dağındaki insanların yanında sadece af dileyen bendim mademki:

Aşka biat ve cihandaki tüm nefrete inat…

Sadece sevdim.

Sevdim seveli sonsuzluğa erdim:

Onsuz yaşayanlardan değil muktedir ve mukaddes olan İlahi Aşkla coşkuma huzur ekledim ve serpildim ve boy attım ve boy verdi ruhumdaki engin sızı nasıl ki İlahi Aşk idi hizaya getiren ve tüm endamıyla bilinmezin o tek zerremle kutsadı beni yüce Mevla: çok olmak değildi mesele sadece ok olmak ve bulmak hedefi dokunulmazlığında esen rüzgârın eşlik etmek aşka ve doğaya, duaların eşliğinde düştüğümüz kadar da hiçliğe yoktan var edene duyduğumuz bu sonsuz ve İlahi Aşkın birer neferi olmanın da kabilinden…

 


( Sadece Sevdim... başlıklı yazı GÜLÜM-ŞİİRİN TEK H/ECESİ İKEN AŞK... tarafından 8/25/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu