Bir Enkaz
Gibi Çöktün Kalbime Leyla
Ey Leyla,
Ey zamanın
unutulmuş kıyısı,
Bir gül gibi
solduğun her an,
Toprak seni
yeniden düşlüyor.
Sen,
Gecenin en
sessiz harfi,
Bir yıldızın
gözyaşında saklısın.
Doğ ki
yeniden,
Bir rüzgâr
gibi savur karanlığı,
Bir nehir
gibi taşı hüznü
Ve bir kuş
gibi bırak göğe özlemi.
Âşığın,
Bir aynadır
şimdi,
Senin
sustuğun yerden kırılır.
Gözlerinde
yankılanmasın
Bu eksik
zamanın çığlığı,
Çünkü sen
varsın,
Çünkü kelam
hâlâ seni yazıyor.
Ey Leyla,
Ey kelimenin
kırıldığı yer,
Bir harf
gibi düştün zamana,
Bir sükût
gibi yayıldın rüzgâra.
Aşk,
Bir yangındı
seninle tutuşan,
Şimdi
külleriyle yazıyor kaderini.
Âşığın,
Bir gölge
gibi sürünüyor ardından,
Her adımda
biraz daha eksiliyor.
Sen,
Bir şehir
gibi sustun,
Duvarlarında
yankılanan şiirleriyle.
Ve ben,
Bir şair
gibi âşık gibi bekledim seni,
Her mısrada
biraz daha yandım.
Doğ ki
yeniden,
Bir ay gibi
parılda karanlıkta,
Bir çiğ gibi
düş sabahın alnına.
Çünkü sen
varsın,
Çünkü kelam
hâlâ seni arı(yazı)yor
Aşkın en
derin sahilinde.
Ey Leyla,
Ey yıkımın
en zarif hâli,
Bir enkaz
gibi çöktün kalbime,
Ama her
taşın altında bir şiir vardı.
Sen,
Bir yangının
küllerinden doğan gül,
Bir
suskunluğun içinden yükselen ezgi.
Âşığın,
Bir harabe
gibi bekledi seni,
Duvarlarında
senin adını fısıldayan rüzgârla.
Kelam,
Bir ağıt
gibi döküldü dudaklarımdan,
Ama her hece
seni yeniden kurdu.
Sen
sustukça,
Şiir
konuştu,
Sen
düştükçe,
Aşk seni
kaldırdı.
Ey aşkın son
kalesi,
Bir sancak
gibi dalgalan şimdi,
Bir gölge
gibi sar âşığını,
Çünkü sen
varsın,
Çünkü kelam
hâlâ seninle yanıyor.
Mehmet Aluç