Islıklanan bir düş’tü aşk
Sözcüklerde saklı nice rivayet
Elbet hüzne düşkünlüğü şiirlerin
Oysaki yazarken mutluydu esen rüzgârdan
Arda kalan siyahi bir düş misal
Resimde saklı soluk bir yüzden düşen
Binlerce parçanın b/öldüğü bir
şiirden
Öte yalnızlığın tapusunu da verdik mi
yediemine.
Sökün eden akla zarar
Sükûn dileyen nice fani
Elbet dünyada değil düştüğü darlık
Şiirlerle kazdığı mezarı
Bir kelam bir selam
Hazan yüklü bir simada saklı kalan
Görünmez bir neşe aslında
Şiirlerle kılık değiştiren nice duygu
ve rüya.
Esvabı ölümün
Yalnızlığın da kırbacı
Şahit tutulası mevsim kadar
Kendini bir yerlerde unutan
Kaygılı bir düş değil bu bilakis
gerçekten tutkun
Aşkın rüzgârına
Bazense boy veren özlem
Güdümlü bir şafak adeta
Mısralardan sızan telaşla
Sevme arzusuna yenik düşen
Bir gök cismi adeta aşkın açtığı
yarık.
Tasası bile güzel en çok da
yalnızlığın
Esintisi eşlik eden şiire
Bir tuzakmış ki içine düşülesi
Gel gör ki sonsuza kadar içinde kalma
arzusu.
Haşmetli bir yürek
Kıldan ince iken boynum Allah katında
Severken büyüyen bir yangın
Kor hecelerden örttüğüm yorgan
Bazen gizinde aşkın
Bazen rüştünü ispat edemediğim
telaşın
Başına buyruk sever ve yazarken insan
Nasıl da ihlas yüklü bir minval
Bazen başında esen kavak yelleri
Oysaki bir düş idi içine düştüğüm
Aşkın saltanatına nasıl da razıyım
Kıyama uğradığım bir rüya
Gerçekleri dahi feda ettiğim elbet
değil riya
Sükûn dileyen bir meddücezir ki
Aşkın kulaçlarına sığan bir dilek
gibi
En çok da göğün çatısı
Altına sığındığın
Adeta yüreğin rahlesi
Bir tezat gün ki düne kıyasla
Bir renkten mi ibaret sahi içine
saklandığı şafak?