Ey, kalbim, sana sesleniyorum nasıl
ki içtimada geçmekte ömür s/onsuzluğun ateşinde yandığım kadar zırvalıyorum.
Mevsimlerden metruk bir hanede
toplandı bakışlarım ve hüznüme renkler biçti Tanrı.
İzafi bir koşuydu oysaki yaşamak
Ne ılıman ne üşüten
Derdest olmuş ruhların izinde yürümek
Oysaki ben üstüne çizgi çektim azade
düşlerin
Azığa aldığım hayallerin rütbesini
asla bilemedim
Yeri geldi mi komando
Yeri geldi mi sınırda nöbet tutan
askerim
Kim olursa olsun vatan uğruna dökülen
yaş ve kan
Neye emsaldir ki yürek terim?
İndindeyim resmigeçidin
Sözcükler asla değil yeknesak
Ne dilim bozuk ne yüreğim kirli
Kin besleyenleri dahi
Af edebilmişken bir ömür
Ütülemeden yazdığım sevdiğim de
doğrudur hani
Künyem kayıp
İsmimle müsemma haşmetli bir
yalnızlık benimki
Dilediğince çağırır insanlar adımı
Şerh düşmüyorum artık gecelere
Nöbette olduğum kadar
Hicreti yakındır sözcüklerin ecelime
Acilen gitmeliyim
Ama kendimden:
Kendime ettiğimin tesiri geçer mi
sahi tez elden?
Ezcümle aşk
Eziyet addedilen sevgi tohumları
Meziyet başlığında yaşamak benimki ve
sevmek
İlla ki sevmek ezelden
Rüyalarım dindi
Kâbusların dahi söndü feri
Fidan misali
Boy veren hüzün geçitleri
Azıksa sevgi azadesiyim evrenin
Renklerse müşkülüm
Ah, arada meşgule verdiğim iç sesimin
hükmü
İsyanı iblise
İtirazım zalime
İnzivadayım belli belirsiz şakıyan
yağmurun peşinde
Kâh bir damlayım
Kâh korum
Közümde saklı özümle
Sözlendiğim sözcüklerin peçesinde
saklı
Güzergâhım
Belki d duvağı acıların
Varsa yoksa yanan bağrım
Ağrıma gitse de hayat bazen
Bayat ekmek dahi makbulümdür
Hayta rüzgâr
Hazin iklim
Ve mezhebim ve meşrebim