Aklı başında olup da sorunu olmayan bir insan galiba
yoktur. Varsa, bu şahsa mevcut bütün ödülleri vermek gerekir; çünkü sorunlu
dünyada sorunsuz kalabilmek çok üstün bir başarıdır. En azından Nobel’i hak
ediyor.
Herkesin sorunu kendine göre çok büyüktür, çünkü ateş düştüğü yeri yakar. Ateş
ne kadar küçük olursa olsun, hissedenin canını yakar.
Canımızın yanması yanı sıra, sorunlarımızın en büyük
olduğunu düşünmemizin bir diğer sebebi ise, hiç bir şekilde ölçülüp
tartılamamasıdır. Daha açık bir ifadeyle, sorun ne terazide tartılabilir ne de
mezurayla ölçülebilir. Buna rağmen sorunun büyüklüğü hakkında hiç fikrimiz
olamaz anlamına gelmez elbette.
Problemin ne kadar büyük olduğunu öğrenmenin en kısa
yolu, o problemi sorgulamaktır. Dert edindiklerimiz gerçekten de çok büyük mü,
çok önemli mi, hayat-memat meselesi mi, hayatta değeri ne kadar gibi sorulara
cevap arayabiliriz. Sorularımıza bulacağımız cevaplar elbette sorunlara çözüm
olmayabilir. Ama sorunun aslında gözümüzde büyüttüğümüz kadar da olmadığını
bilmek bile insanı ne kadar rahatlatır. Sorunun boyutunun aslında gözümüzde
büyüttüğümüz kadar olmadığını bilmemiz, sorunun çözülebileceğine inancımızı
güçlendirir. Bu tür rahatlamalar, sorunların çözümlerini kolaylaştırabilir.
Diğer bir yöntem ise sorunları karşılaştırabilmek ya da
daha geniş açıdan bakıp değerlendirebilmektir. Bunu yaparken adil ve gerçekçi
olmak gerekir. Hangi sorunu hangi sorunla karşılaştıracağız? Ya da
sorunlarımızı kimin sorunlarıyla kıyaslayacağız?
Yaş, kültür, ekonomik, eğitim, sosyal ve kültürel açıdan
yakın olan kişilerin yaşadığı sorunlarla sıkıntımızı kıyaslayabiliriz. Daha
açık ifadeyle; aynı çevrede yetişmiş, aşağı yukarı aynı imkanlara sahip olmuş,
aynı duyarlılıklara sahip birinin yaşadığı sorunlarla kendimizin yaşadığını
kıyaslayabiliriz. Elbette her bir insanın kişiliği, kaderi, yaşadıkları kendine
özeldir; ama kaba taslak bir karşılaştırmadan bahsediyoruz.
Aynı imkanlara sahip olmuş ama bütün imkanları elinin
tersiyle itip hayatını peri perişan etmiş birine nazaran; düzenli, sağlıklı,
dengeli bir hayatımız varsa eğer halimize şükretmemiz gerekiyor, vesselam!
abdullah konuksever