
Şükre delalet mevsimin püsküllü resmi
Aşkın açığa alındığı bir düşe de
mahal veren
Resmi enginliğin
Bazen kubbe bazen beyitler aşan
Mevsimsiz özlemlerin de meşrebi
Her ikilemde saklı iken devingen
matem
Öykündükçe mutlu bir güne
Gözünü sakınmak kadar gereksiz
Eğer ki düşmüşsen aşka.
Bir manivela rotası kayıp
Bir nazenin gölge ki kendisi ile
kavgalı
Bir rutin ömür ki
Günü bölen her hüzünde saklı o şarkı
Hani günü öğüten güdünün ritminde
Saklı illa ki göz yaşı.
Melun bir hayalet
Evreleri kayıp mevsimin
İyi ki de saklı İlahi Adalet
Yoksa nasıl peyda olurdu aşka hasret?
Kıymete binen yürek
Göğe konuşlu bir dilek
Resminden firar eden her sözcük
Kibirli yorgunluğun da muhtevası
Sızan acı
Sinen feri
Sızlayan derinlerde
İtikadın da yansıması
En çok aşka aşık bir fani
Gözlerinde durgunluğun ışıltısı
Ta ki aşkı sahiplenir de kazırken
derine
Kazan kaldıran acılar, felek.
Hüznü redif bildi madem kalem
Mademki matemle kafa kafaydı rahmet
Sabra delalet
Bir huzur dilerken aşkla tek yürek
Hangi masaldan firar eder ki
Sözcükler vermişken hükmü
Sökün eden nice devasa duygu.
Ve işte yalın ayak düştü yola
Bilinmezle iştigal şu havsalasından
taştı taşacak acı
Renklerin zirvesinde
Karanlığın da dokusunda saklı
Mevsimin titrek sesi
Haşmetli bir ç/ağrı
Azığa alıp da yarınları
Kaykıldığı tek heceden firar etmenin
meali
Elbet iki yakası gelmezken şiirin bir
araya
Pekişen bir hasret kıbleye
Saf tuttuğu rüzgarın
Aşkın asasına dönük yüzü varlığın
Bir ihanet olsa da kendine
Aşk hep ama hep sevmeye değmedi mi?