Bizden önce,
kalbim, başka diyarlarda,
kendi dilini unutmuştu.
Bir başkasının kelimelerine,
yabancı melodilere,
köklerini ararcasına tutunmuştu.
Kalabalık sokakların,
yalan kahkahaların arasında,
evimi arayan bir ruhtum ben.
Her suskunluğum,
içimdeki boşluğu haykırıyordu—
başkalarına açtığım her kapının,
geçtiğim her eşiğin ardında,
yalnızca soğuk, isimsiz duvarlar buldum.
Kimine renkli düşler ektim,
kimine adlar verdim.
Hiçbir taşa dokunmadan,
nazikçe gezinerek
ardındaki kıvılcımı harlayarak.
Perdelerimin arkasına,
şifa kisvesinde gizlenen zehre
bakmaya cesaret edenler oldu.
Simsiyah duvarlarımı,
üzerine asılı tilki maskelerimi,
çatlaklarımı göstermedim onlara.
Hep ayna oldum—
hep kendi dillerinde
fısıldadım onların ruhlarına.
Zamanla,
çatlaklarımın derinlerinden,
bir ses işittim:
"Gör beni,
Duy beni."
Ben verdikçe,
bir nota daha eksildi
ruhumun kadim ezgisinden.
Onlar aldıkça,
bir duvar daha çektiler,
kendi hakikatlerinin önüne.
Sandım ki...
içimdeki gölgeleri,
bir başkasına ışık olarak söndürürüm.
Sandım ki...
bir başkasının gülümsemesi,
siler bu pas tutmuş siyahı.
Bizden önce.
Nereden bilebilirdim, sevgilim?
Aşk, o çatlaklara rağmen sevilmekmiş;
karanlığını da, aydınlığını da
aynı avuçta tutabilmekmiş.
Ruhunun ezgisini, bir başkasının sessiz bakışında duyabilmekmiş.
(
Bizden Önce başlıklı yazı
irem-dogan tarafından
6.12.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.