Cenab-ı Hakk kendi tabiri ile “en mükemmel şekilde” (Tin-4) yaratmış olduğu insanoğluna sayısız ve türlü nimetler bahşetmiştir. Bizler kul olarak ALLAH (cc)’ın bize bahşetmiş olduğu bu nimetleri saymaya kalksak sayamayız. Bu durum Ayet-i Kerime gerçeği ile sabittir. Çünkü sayı ile verilen şeyin sonu çabuk gelir. Sonu gelmesin ve kullarım sıkıntıya düşmesin diye Rabbimiz nimetlerini sayısız vermiştir. Sayısız ve sınırsız nimetlerin muhatabı olan bizlere düşen de, o nimetlerin şükrünü en mükemmel şekilde eda etmektir.
Yüce ALLAH (cc) bütün kâinatı insanın emrine vermiştir. Güneş, Ay, yıldızlar; gece, gündüz; yağmur, kar; yeraltı ve yerüstü nimetleri, vs. bunların hepsi Eşref-i Mahlûkat olarak yaratılan insana hizmet etmek için vardır.
ALLAH (cc), dünya hayatında iyi ve güzel olanı bulup saadet içinde yaşayabilmeleri, ahiret hayatında da selamete erip Cennet nimetlerinden istifade edebilmeleri için insanoğluna kitaplar ve peygamberler göndermiştir ki; bunların hepsi yine Eşref-i Mahlûkat olarak yaratılan insanoğlunun dünya ve ahiret mutluluğu için görev yapmışlardır.
Bütün bu saydıklarımızın hepsi yüce ALLAH (cc)’ın insanoğluna ikram edip ihsanda bulunduğu nimetlerdendir. Bu nimetleri bize bahşettiği için ALLAH (cc)’u Teâlâ’ya sonsuz hamdederiz.
Yüce ALLAH (cc)’ın biz insanlara bahşettiği bir nimet daha vardır ki, nimetlerin içerisinde en büyük olanıdır. O’da şüphesiz ki akıldır. Akıl nimeti Cenab-ı Hakk’ın kendi katından bir rahmet ve bir devlet olarak insanoğluna özel ihsanıdır.
Bizler bütün hayatımızı ALLAH (cc)’u Teâlâ’nın bize bahşetmiş olduğu akıl nimeti sayesinde yönlendiririz. İyiyi kötüden, güzeli çirkinden ve faydalıyı zararlıdan hep akıl nimeti sayesinde ayırt ederiz.
Aklımız sayesinde sadece bugünümüzü değil geleceğimizi de şekillendiririz. Nasıl ki bugün yaptığımız işlerin hesabını ve planını aklımız sayesinde dünden yapıyor isek, yarınlarda yapacağımız işlerin plan ve programını da yine aklımız sayesinde bugünden yaparız. Yapmak istediğimiz ve yapmak istemediğimiz bütün işlerde bizi aklımız yönlendirir.
Akıl öyle bir nimettir ki insanı hep iyiye, güzele ve hayra yönlendirir. Çünkü bir nimet olarak insana ihsan edilen aklında, yaratılırken ALLAH (cc)’tan aldığı emir bu doğrultudadır. Yani akıl insanoğlunu iyiye, güzele ve hayra yönlendirmek ve insana hizmet etmek için yaratılmış en büyük nimettir. Kur’an-ı Kerim’de:
“O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O’nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır”(Nahl-12) buyurmuş ve aklımızı kullanarak hizmetimize sunulan nimetleri en mükemmel şekilde değerlendirmemizi istemiştir.
ALLAH (cc)’ın emirlerini ve yasaklarını akıl nimeti sayesinde öğreniriz. İbadetlerimizi ve ticaretimizi aklımız sayesinde yaparız. Harama ve helale akıl nimeti sayesinde dikkat ederiz. Aklımız sayesinde Eşref-i Mahlûkat olmuşuz ve yine aklımız sayesinde Rabbimizin emirlerine muhatap kabul edilmişiz.
Bize ikram ettiği akıl nimeti sayesinde Rabbimiz bizi kendisine muhatap kabul etmiş, kitaplar ve peygamberler göndermiş, Cenneti ve içerisindeki bütün nimetleri bizlere vaat etmiştir.
Akıl nimetinin ne kadar büyük bir izzet ve ikram olduğunu anlayabilmemiz için, akli dengesi yerinde olmayan kardeşlerimizin hal ve hareketlerine, yaptıkları işlere ve genel yaşantılarına şöyle bir bakmamız sanırım yeterli olacaktır.
İnsanoğlu olarak bize düşen, ALLAH (cc)’ın en büyük nimeti olan aklımızı iyi ve güzel yönde kullanmak, O’nun emirlerini yerine getirerek yasaklarından sakınmak, bu şekilde dünya hayatında ki imtihanı başarı ile kazanarak ahiret yurdunun nimetlerine kavuşmaktır.
Akıllı olan ve aklını kullanan insanlar hep böyle yapmışlar, hem dünyalarını hem de ahiretlerini kurtarmışlardır…