Kadına yönelik şiddeti kınama günü münasebetiyle kadın hakları ve İslam’da kadın konularına değinmek istiyorum.

 

Kadının hatırlanması, saygı duyulması ve ona gereken değerin verilmesi elbette güzeldir. Fakat bunun senenin belli bir gününde göstermelik kutlamalar ve yapmacık faaliyetlerle geçiştirilmesi kadınlarımıza verilmesi gereken değerin verilmediği anlamına gelir.

 

Kadına gereken önem her zaman verilmeli, onlar arada bir hatırlanmaktan ziyade asla unutulmamalı ve değerli birer varlık oldukları kendilerine her zaman hissettirilmelidir.

 

Kadın sadece yiyen, içen, doğuran ve doyuran bir varlık değildir. Onların da bir takım hakları vardır. Onlar da sosyal hayatın gereklerini en güzel şekilde yerine getirebilmeli ve demokrasi ile yoğrulmuş bir toplumsal hayatın nimetlerinden istifade edebilmelidirler.

 

Toplum içerisinde hiçbir fert, kurum, kuruluş ya da grup, giyim kuşamından, siyasi görüşünden, eğitiminden ve dinî hassasiyetlerinden dolayı kadınları küçümsememeli ve onları toplum için potansiyel bir tehlike olarak görmemelidir. Çünkü giyimi, eğitimi ve siyasi görüşü ne olursa olsun o insanlar bu toplumun bir gerçeğidir. Ve bu toplumu ayakta tutan en büyük değer de kadınlarımızdır.

 

Yıllar var ki kadınların hakları hep ihmal ve ihlal edilmiş, yaşamakla mükellef oldukları haklarından uzak bir hayat yaşamak zorunda bırakılmışlardır. Son zamanlarda yapılan birtakım değişikliklerle kadınlarımız bazı sosyal ve siyasal haklarına kavuşmuşsa da, bunun yeterli olmadığını ve kadınlarımızın önlerinde kendilerine yapılan dağ gibi haksızlıklıların olduğunu cümle âlem bilmektedir.

 

Huzurlu toplum; fertlerinin birbirine saygılı davrandığı, siyasi görüşüne saygı duyduğu, dini inanışına katılmasa bile saygısızlık da etmediği, insanların birbirlerini giyiminden kuşamından, ya da misliyet ve ırkından dolayı küçümsemediği, gelir dağılımında adaletsizliğin yapılmadığı ve toplumu toplum yapan değerlere herkesin sahip çıktığı topluluklardır.

 

Kadına sadece vücut güzelliğinden veya diğer bir takım şahsi çıkarlar yüzünden, bazı haklarını verir gibi yapan toplumların ihya olması ve adaleti tesis etmesi mümkün değildir. Kadın bir toplumu oluşturan en temel esastır. Saygı duyulması ve önünde saygı ile eğilinmesi gereken kimdir diye soracak olursanız, ben buna analarımızdır derim.

 

Bugüne kadar yeryüzünde ne kadar sistem uygulanmışsa hiçbirisi de insana, özellikle de kadına hak ettiği değeri vermemiştir. Siyonizm, faşizm, komünizm ve yerine görede demokrasi vs. bütün idare şekilleri insanları özellikle de kadınları aşırı derecede mağdur etmişler ve onların haklarını hiçbir zaman asla gereği gibi iade etmemişlerdir.

 

Demokrasi her ne kadar ılımlı davranmışsa da kadına karşı, demokrasi ile memleket idare edenler iş kendi menfaatlerine dokunduğu zaman kadınları hemen ezivermişlerdir.

 

Ama yüce dinimiz İslam kadına umduğu ya da ummadığı değil, hak ettiği değeri vermiştir. Onlara, kadınlık onurunu zedelemediği, analık müessesesini kirletmediği ve kulluk görevlerini ihmal etmediği sürece, ALLAH (cc) dostlarının, velilerin ve peygamberlerin bile aşina olduğu, ALLAH (cc)’ın en büyük nimetlerinden olan cennetini anaların ayakları altına serivermiş ve kâinatın efendisinin mübarek dilinden “Cennet anaların ayakları altındadır.” buyurup kadınlarımızı taltif ve tebşir etmiştir. Yine bizim dinimiz varlıklar içerisinde hürmete, saygıya ve ikrama en çok layık olanların analarımız ve kadınlarımız olduğunu defalarca bildirmiştir.

 

Kadınlara yönelik şiddeti kınama  günü münasebetiyle, baş tacımız kadınlarımıza âcizane şunu tavsiye ederim. Kanunlar nezdindeki, sosyal, siyasal, dinî ve millî haklarınızı iyice belleyip görev ve sorumluluklarınızı ona göre yerine getirin. Kadınlık ve analık bilincinizi asla kaybetmeyin. Çünkü bir toplum için kadın, bir kadın için de bu değerler her şeydir.

 

( Kadınlarımız Ve Şiddet başlıklı yazı S.ULUPINARLI tarafından 25.11.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu