Yüce Dinimiz İslam’a göre ALLAH katında amellerin en hayırlısı ALLAH’a imandan sonra gelen ana-baba’ya hürmet ve itaattir. Gerek Ayet-i Kerime ve gerekse Hadis-i Şerifler de ana babaya itaat kesin olarak emredilmektedir. Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de mealen;
“Rabbin ibadeti ancak kendisine etmenizi ve ana baba’ya iyilikle muamele de bulunmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri veya ikisi de ihtiyarlık haline senin yanında ulaşırlarsa sakın onlara “öf” bile deme ve azarlama. Her ikisine de iyi ve yumuşak söyle” buyurmaktadır.
Ayet-i Kerime’den anlıyoruz ki: Ana-babaya hürmet edip hüsnü muamele de bulunmak, onlara karşı daima hoşgörülü olmak, yanlarında gayet yumuşak ve tatlı bir dil ile konuşmak, ihtiyarlık hallerinden dolayı onlara kızıp kalplerini kırmamak, islama ters düşmediği sürece onların istek ve arzularını yerine getirmek ve yaşlanıp yardıma muhtaç hale düştükleri vakit yardımlarını esirgememek her Müslüman evladın başta gelen vazifelerindendir.
Ashabdan biri peygamber’e (sav) gelerek:
“Ya rasulallah ana ve babanın evladı üzerindeki mevcut hakları nelerdir?”diye sorar. Bunun üzerine peygamber (sav):
“Onlar senin hem cennetin hem de cehennemin dir” buyurur.
Cenab-ı Hakk Levh-i Mahfuza ilk kez Besmeleyi Şerifi yazdıktan sonra kendinden başka hiçbir ilahın olmadığını beyan buyurmuş ve ”Her kim ki anası ve babası ondan razıdır bende ondan razıyım” Ferman-ı İlahisini buyurmuştur. Ana babaya karşı daima hüsn-ü muamelede bulunmak insana evvela ana ve babanın rızasını daha sonra ALLAH’ın rızasını ve dolayısıyla cenneti kazandırır. Aksine ALLAH’ın rızasından hem de cennetinden mahrum kılar.
Sevgili Peygamberimiz (sav) her biri bir hayat düsturu olan bir Hadis-i Şeriflerine:
“Burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün” diye üç defa tekrarladılar. Bunun üzerine orada bulunanlar: “Kimin ya Rasulallah” diye sordukları vakit Rasulallah(sav):
“Ana babasından biri veya ikisinin de ihtiyarlık haline yetişip te cennete giremeyenin” buyurdular.
Yüce dinimiz aylarca yavrusunu karnında taşıyan ve nice zahmetlerde onu dünyaya getiren anaya ayrı bir değer vermiştir. Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de mealen:
“Biz insana ana ve babasına itaat edip daima iyilikte bulunmasını emir ve tavsiye buyurduk. Hele anası ki onu zahmetle karnında taşımış ve zahmetle doğurmuştur” buyuruyor.
Anasını sırtına alarak kabe’yi tavaf ettiren bir adamın:
“Ya Rasulallah anamın hakkını ödeyebildim mi?”sorusuna karşılık:
“Hayır. O seni karnında taşırken almış olduğu bir tek nefesin bile zahmetinin hakkını ödeyemedin” buyurmuş ve ana hakkının ne derece yüksek olduğunu ifade etmiştir.
O halde her Müslüman evlat ana ve babasına her an için hürmet ve itaat edecek onlara karşı şefkat ve merhamet kanatlarını gerecek ve daima güler yüzlü olacaktır. Onların islam’a uygun olan bütün istek ve emirlerini yerine getirecek ve gönüllerini fethetmek suretiyle hayır dualarını alacaktır. Hiçbir Müslüman evlat ana ve babasına karşı saygısızlık edip kaba ve çirkin davranışlarda bulunamaz. Çünkü yüce dinimiz ana ve babaya saygısızlık etmeyi büyük günahlardan saymıştır. Bir hadis-i Şeriflerinde sevgili peygamberimiz(sav):
“Büyük günahlar: ALLAH’a ortak koşmak, ana ve babaya asi olmak, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemin etmektir.” buyurmuşlardır.
Yine sevgili Peygamberimiz(sav) bir Hadis-i Şeriflerinde:
“ALLAH’ü Teâlâ şu üç kişiye cenneti haram kılmıştır. Birisi şarap içmeye (Alkole) devam eden, ikincisi ana ve babasına asi olan, üçüncüsü de ailesinin iffetsizliğini ikrar (bildiği halde sessiz kalıp kabullenen) eden kimsedir.” buyurmuş ve ana babaya itaatin ehemmiyetini vurgulamıştır.
Ana ve babalarımız bizim en kutsal değerlerimizdendir. Onlara itaat Farz-ı ayındır. Her ana ve baba evladından mutlaka sevgi, saygı ve hürmet bekler.