Ölüm insanoğlunun asla kaçamayacağı ve bir gün mutlaka karşılaşacağı en büyük gerçektir. Tam olarak farkına varmasak ta ölüm biri sonlu, biri sosuz olan iki hayat arkasındaki en gizemli gerçektir. Sonlu olan yani dünya hayattaki amellerin hesabının görülüp ceza yada mükafatının verileceği ve bu çerçevede ebedi olarak yaşanacak olan sonsuz hayatın arasında bir bağdır ölüm.

     Ölümden sonra bir hayat var. Buna ahiret hayatı denir. Bu hayatı kazanmak ya da kaybetmek insanın kendi elinde ve idaresindedir. Bu sonsuz hayatın bu mutluluğunu ve nimetlerini elde etmek ahret yurdunun salimlerinden olabilmek için, bu içinde bulunduğumuz yaşamak ve kazanmak için bin bir türlü hileye başvurduğumuz dünya hayatının geçici zevk lezzet ve nimetlerden en uygun şekilde istifade etmemiz gerekir. Bu sonlu hayatın zevk ve mutluluklarını o sonsuz hayatın lezzet ve nimetlerini tercih etmemeliyiz.

   Bir bakın, hiç ölmeyeni, elindeki malı kaybetmeyeni, sevenleri kendisini terk etmeyeni, sahip olduğu makamı teslim etmeyeni, gençliğini ve sağlığını kaybetmeyeni hiç gördünüz mü?

   Her şey yavaş yavaş eriyip gidiyor. Bizde gidiyoruz. Ölüme isyan etmek bize hiç bir şey kazandırmaz. Nasıl ki hayat yüce ALLAHIN bir ikramı ve ihsanı ise ölümde Onun bir fermanıdır. Hazırlıklı olmakta sonsuz faydalar vardır. Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK’ in ölüme ve hayata bakışı bizi bakın bu konuda derin derin düşünmeye nasıl sevk ediyor....
 

 

Büyük randevu, bilsem nerede saat kaçta,
Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta.
 
Ağzıma kurtlar dolacak, gözlerime kum,
Dipsiz kuyu, sürdükçe zaman sürecek uykum.
 
Hasis sarraf, kendine başka kese diktir
Mezarda geçer akça neyse onu biriktir.
 
Kapı kapı bu yolun son kapısı ölümse
Her kapıda ağlayıp, o kapıda gülümse
 
Sultan olmak dilersen, tacı sorgucu unut
Zafer araban senin gıcırtılı bir tabut
 
O demde ki perdeler kalkar, perdeler iner
Azraile “Hoşgeldin” diyebilmektedir hüner
 
Şu geçeni durdursam çekip te eteğinden
Soruversem haberin var mı öleceğinden.
 
Ölürken aynı ahenk, sala sesinden sızan
Kulağıma doğduğum gün okunan ezan
 
Ölecek miyim tam söyleyecek çağımda
Söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda
 
Ufka bakarlar, ölüm uzakta mı uzakta
Ve tabut bekler inmek için kızakta
 
Bu dünyada renk nakış lezzet ne varsa küsüm
Gözümde son marifet azraile tebessüm
 
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber
Ölüm güzel olmasaydı ölür müydü peygamber.

                                                                     N.F.K.

 

 

 

( Ölüme Hazır Olmak başlıklı yazı S.ULUPINARLI tarafından 8.12.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.