Arsızlık sinmiş bu kentin sokak aralarına,
Anasona meze sunulmuş sevdalar,
Sevmeyi bilmeyenlerle dolu sokalar.
Kokunla ısındığım sabah seferi vapurlarında,
Şimdi martılarla halleşiyorum,
Senin diyarından gelene rastlar mıyım?
Bir selam, özlem dolu birkaç kelam duyar mıyım?
Beklemek, gözlemek, özlemek nafile!
Kurak yağmurlarla yıkıyorum tenimi,
Hani bir zamanlar en sevdiğimiz şeydi,
Soluksuz kalana kadar koşmak,
Ve kalmayana kadar kuru bir milim tenimiz ıslanmak.
Parmaklarım eriyor
Hüzün kokuyor üstüm başım
Sesime yalnızlığın o acımasız tonu hâkim
Soğuk sevimsiz,
Ve örselenmiş anılarım,
Bilmiyorsun sebebi olur şairlerin ayrılık.
Tüm çarelere başvurdum
Başka limanlara demir attım
Başka aşklara doğdum ufuktan
Başka dallarda sürgün verdim
Çaresiz bütün çarelerim
Bu ayrılık…
Biliyorum vakitsiz öleceğim,
Sensiz sevimsiz…
Gülbeyaz Sarıoğlu
İkibinonbirin/birinciayının/onyedincigünü