Gönlümüzün penceresine doğuverdin

İçimizde soğukluktan yana,

Kinden ve kasavetten yana,

Birden bire ısınıverdi


Gönül bahçemizi kaplarken bir bebek neşesi,

Ruhumuzu, özümüzü, sözümüzü ve gözümüzü,

Garptan şarka kadar imanının meşalesi,

Pırıl pırıl aydınlatıverdi…


Ey habibi sen gelmeyecek olsaydın

Yaratılır mıydı bu feza ve bu cihan?

Dünyada çekilir miydi zulmün cefası,

Nurunla adım adım yıkılıverdi…

Ne hoyrattı cehaletin, küfür kışının ayazı,

Kardan soğuktu ama temsil etmiyordu beyazı.

Sensiz kim, kime yapsın ki niyazı

Nurunla küfür sökülüverdi…


Biz seninle sevdik ve seninle öğrendik,

İçinde iman olan bir siyahînin dahi,

Beyaz kadar temiz ve sade olduğunu,

Ancak anlayıverdik…

Ne Arap’ın aceme,  ne acemin Arap’a

Asla üstün olmadığını,

Asıl üstünlüğün iman ve takva olduğunu

Biz seninle öğreniverdik…

…  
Ant - 300311

( Ey Habibi başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 30.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu