“Gül benimdir” diye,
Feryat etse de bülbül…
Gül en çok benimdir,
Benim sevdiğimdir gül…
Kan kırmızı şafaklar,
Ondan alırken rengini…
Bülbül ile yarıştadır düldül…
…
Onun hayaliyle geçti,
Gitti, şu koca ömrüm…
Güller ülkesinin,
Güller beldesindeydi gülüm…
Ayrılık ve hasret duvarları,
Örmek istese de…
Ben gülden ayrı değilim,
Adım adım gelse de ölüm…
Ayak uydururken,
Yıldızların sesine gönlüm…
O ışıklar perisinden,
Ayrı kalmak bana zulüm…
…
Önünde saf tutar,
El bağlarken tüm melekler…
Bize gelişini müjdeler,
O, Kutlu Doğum…
…
Albeninle çalkalandım
Durdum nurunun kucağında…
Hamdım piştim,
Yıkanıp arındım ocağında…
Seni sevmekle kurtuldum,
Nefsimin tasallutundan…
O gün bu masuma da,
Yer var mıdır sancağında…
…
Seninle kılıç sallamak istedim,
Bağrında Bedr’in…
Sana olan sevgim,
Ana babamdan daha derin…
Geride kalmamak,
Sana yetişebilmek için,
Ab-ı hayat, Kevser içir,
Kristal bardağından serin…
…
Seninleydim hicret senesinin
Bilmem hangi gecesi…
Sen olmasaydın,
Nasıl çözülürdü rahmet bilmecesi…
“Hak” seninle galip geldi,
Batıl zail oldu…
Gelişinle yıkılıp gitti,
Saray ve tahtların nicesi…
…
O gün, gülünün bir yansımasıdır,
İbrahim (as)’a Halil’in…
Senin dünyaya gelişin,
Galebesidir Haç’a Hilal’in…
Ebedi görünümlü baharlar,
İkramındır bize…
Kurumuş dudaklarımız ıslandı,
Gelgitleriyle Cebrail’in…
…
Bahar, yaz, güz ve kış,
O gülü yetiştirmek için yaratılmış…
Musa ve İsa’nın müjdelerinde,
Asr-ı Saadet aratılmış…
Rebbiül Evvel ayının on ikisinde
Bir çocuk doğdu…
…Ve doğar doğmaz güldü…
O gül ki,
Tüm âlemleri rahmete boğdu…
…
Ant-070211