Her geçen gün içimdeki sen büyüyorBiliyorum bir gün sığmayacak,taşacaksın
Dalgalar yutacak beni,güneş kavuracak
Ardımda umudun izleri dahi kalmayacak...
Avucumdan düşüyor sevda
Yakalayabilecek sihirli dokunuş yok parmaklarımda
Kanadı örümcek ağına takılmış kelebekten farksızım...
Bir yenilgiyi daha kaldıracak gücüm yok
Bu kaçışlardan bıktım, hep yarım kaldım
Şimdi aşkı değil kendimi reddediyorum
Nereye gidiyorsun diye sormayın
Kendime gidiyorum...
Sınırsız okyanusların,en mavi denizlerin beyaz yelkenlisi
Acının ta kendisi
Susmak ne çok akıllandırmış beni
Meğer ne çok biriktirmişim kelimelerimi
Zamanı keşkelerin kucağına döküp
Bir bir öldürmüşüm sevdiklerimi...
Kim aldı yıldızları gökyüzünden?
Kim çaldı seni yüreğimden?
Kim çiğnedi geçti bu sevdanın üzerinden?
Uyuya kaldı aşkımız
Karanlığın kalbine asılı kaldı sevda
Bütün yüküm küçücük yüreğim
Kanadı kırık şehirlerde taş kesildi bedenim
Ansızın çıkıp gelse diyorum
Bir dokunuşuna bin kenti feda edebileceğimi bilse
ve gelse...
Aşkımı test etmekten vazgeçse
Yalnız gözlerime baksa ve görse
Ben ne kadar gerçeksem
Aşkımda o kadar gerçek...
Seni anlatan en iyi tarif gülüşün
Daha bitmedi yokluğuna yürüyüşüm
Bekliyorum
Bir gün pişmanlıklara sarılıp
Bir kapı aralığından
yeşerecek
dönüşün...
Halil Uzuntaş
(
Bilse Ve Gelse başlıklı yazı
Halil Uzunts tarafından
2.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.