güz yağmurları boşaldıkça sahra
çöl yangınları vurdukça kahıra bilenirdi
ne şefkatler besler
ne umutlar emzirirdi
ne vurgunlara annelik yaptı bu beden
ne olmazları yüreğinde gezdirirdi


sen giderken
köpürmüş sellerde yıktı bendini
düştü bir yağmanın ortasına
bir talana çaldırdı  kendini

kayıp giden yitiklikleri
uçurum ağzı kahpelikleri
yalanlar kışlası ihanetleri
daha neleri neleri
şimdi yumruk sıkmak vardı ya 
vay kollarımın dermansız vakitleri

onca firarlara sözlenmişken
bunca figanlara beşikken
gel de uyut kendini
bırakıp gittiğin o şafak vakti
çarptığın kapıya yapışan iki deliği
gel de tıka
oradan nehirler sızmakta şimdi


sana mahkum 
şu sol göğüs kafesimin çorak sualsizliğini
sal ırmak boylarına deli taylar gibi

gel
gel de
ağustos sıtmasında sinekleri  besleyen damarlarımda çatla
gel

gel de
mayınlar döşeli umarsız suskunluğumda patla

daha bir kere bile kaybolmamışken gözlerinde
bir kere bile tutanamammışken yüreğine
çocuk saçlarının kanatan dikenlerini
törpülüyorum bak şimdi 
dağarcığımdaki bakir sözcüklerin yetimliğini
bir ipe diziyorum
bak koptu abaküsümün teli

gördün mü yine dağıldın
haydi gel
gel de
topla kendini


hasan polat
<!--[if !supportLineBreakNewLine]-->
<!--[endif]-->

( Sen Giderken başlıklı yazı Hasan POLAT tarafından 4.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu