Teslim Olma Korkumuz
Nirvana'da daha
erkenden bir geceydi.Briyantinli saçlarının içinde gümüşten parçalar,gözlerinde
ateşten hareler vardı.Pistin üzerindeki lambaların gölgesinden koyuca,zift gibi
karanlıktan daha bi akçaydı rugan ayakkabıları.Kırık beyazdı,omuzlarına oturan
ceketi.Kalktı,yürüdü.Yürüdükçe,daha bir aydınlandı,canlandı yüzü.Bir kaybolup
bir göründü tebessümü.Yüzünde,yılların görmüş geçirmişliği,terleyen
ellerinde; gençliğindeki toyluğunun
izleri…
Olmuş ve olabileceklerin en kötüsünden bir müzik.Bir yana bir öne salınan
gençlik ve onlarca insanın içinden seçilebilen olgunluğun izleri.Tutulmuş
ellerin ve bellerin, sevmiş sevilmiş kadınların ve adamların görünmese de
hissedilen anıları.Ve,gençliği otuz yaşının arkasına itmiş,40lı yaşları henüz
maziye bırakmış,o adam.Bir adım ötesinde,bir nefes yakınlığında.Durdu,ışıklar
renk değiştirdi.Baktı,yeryüzündeki bütün gördüğü bakmaları
unuttu.Yaşına,yaşlılığına rağmen ince uzun,henüz damarları belirmemiş elleri
dolandı beline.Bir baba şefkatiyle,ilk sevgilinin heyecanı arasında,tuttu
nefesini.Gözlerinde parıltılar akıp geçti.Bir rüzgar kalbinin odalarında
dolaşıp çıktı göğüz kafesinden.Karnında,milyonlarca küçük karıncanın ayak
izleri.Sustu,konuşup da susar gibi değil,yaşamın bitmişliği gibi bir
susuş.Başını yıllar geçtikçe atımı azalmış,ama hala hoyratça atan adamın
göğsüne koydu.Adımlarını takip edemedi,adımlarını şaşırdı,zaman bir geçti,zaman
onlarca geçmedi.Bir adımdan az,bir nefesten çok geri çekildi adam.Yüzünde hayal
kırıklığı…
“Teslim olmayı öğrendiğinde,teslim olduğun hayat olmasın çocuk ! “
...
Sonra,çekip gitmeyi henüz öğrenememiş ama çekip gidene susmayı öğrenmiş bir
adam ve umutsuzluğu çaresizliğiyle gark olmuş olan,mahzun,ama günahsız olmayan
bir kadından biraz daha sonra.Akdeniz’in en sıcak ve insanları bir o kadar soğuk
şehrinde,adının insanların beline dolandığını bilmeyen o şehirde,Kemer’de,bir
meltem rüzgarıyla baktı kadın uzaklara.Nefes aldı kadın,nefesini bıraktı adam.
Kırmızı rujundan eser kalmamış dudaklarını ıslattı son bir kez ;
“ Aşka ve aşk diye sarıldığın bana,gururlarını,korkmuşluğunu bir kenara bırakıp
teslim olmak için daha ne bekliyorsun be adam !?”
Kim öğretecek bize teslim olmayı ? Alnımıza dayanan silah mı,kapımıza gelen
Azrail mi ? Hayata teslim olmamak adına,nefes almaktan vazgeçenlerin canlarını
kim iade edecek ? Dibe vurmaktan delice korktuğumuzdan,acılarımızın bile üstüne
gidemeyişimiz.Bir gece yarısı,nefes nefese,terden sırılsıklam korkudan kaskatı
uyanışlarımız,mutlu olmak için kendimizden kaçıp ;sinemalara,tiyatrolara,spor
salonlarına doluşuşumuz ve yastığa başımızı koyduğumuzda üstümüze
gelen,hatıralardan ve hatırlayamadığımız onca şeyden saklanmak adına koyunun
kuzunun başında çoban kesilişimiz bundan.Kalbimizi gelen geçene açıp,biraz
canımız yanınca kovduğumuz insanları,acısıyla
kabullenip,pişmanlıklarımızı,keşkelerimizi ve terk etmiş ve edilmiş ruhumuzun
yalnızlığıyla yaşamayı kim öğretecek bize ?
Acısak acısak ne kadar
acıyabilirdik en fazla ? Bir can kaç defa yanardı ? Varsın olmasındı
gözyaşlarının sonu.Varsın,insanların mutluluklarına gıptayla bakıp küfürler
yağdırsaydık mutsuzluğumuza.Ama bıraksaydık yakamızı.Her hatamızda
sarılmasaydık boğazımıza…
Hayatımıza giren insanlara iplerimizi bırakmak yerine her an tetikte bekleyip
anı kaçırmaktan daha zavallıca ne olabilir ? Herkese susun ama vicdanınıza
susmayın.Söyleyin ! Gururumuzu başımızın üstüne koyduk da ne oldu ? Kimsenin
peşinden sürüklenmeyip ayağa kalktık da ne oldu ? Gündeliğin başıboş
ayrıntılarına takıldık da mutlu mu olduk ?
Şimdi bir karar verin.Erteleyerek geçirdiğimiz yaşamımızın kulağından
tutup,mutluluklarımızı mutsuzluklarımızdan çıkarıp eksilerden başlayarak dibe
vurup sonra başımız dik,alnımız ak çıkmak için kendimizle yıllar yılı
verdiğimiz savaştan o küçük ama özel adımı atmaya hala korkacak mısınız ?
(
Teslim Olma Korkumuz başlıklı yazı
sena-dede tarafından
30.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.