.
don lastiğinden tokalarım
siyah uzun saçlarımı kıskıvrak yakalayan
ahh Yavuz ahh sen hep böyleydin
nerden bilirdim
sapanına lastik edip
bir kuş katline vesile edeceğini
çırpınırken solunum örüntüsü
bir o kadar soğuk
bir o kadar sıcak
uykunun sanki en tatlı yeri
kuş tüyü yastık göğsü
şimdi meleklerin elinde
rujlar alırdım nedense
en çokda kırmızı
belki kapı komşumun dudağına özentimden
belkide allah bilir kimi öpeceksem
eser de aklıma;
narçiçeği rengi sağa
gül rengi sola
ara sıra vişne tam ortaya
makyaj masamın en nadide yerine
dizerdim sıra sıra
kraliyet botanik bahçesi gibi
nerden bilirdim
duvarların çiçek açabileceğini
bahçenin aslında benim odam olabileceğini
kağıttan gemiler
kaç kurbağa prensi taşıyamayıpta
insanlaştıramadan battılar
hele kuş tüyü yastıklardan
ne soğuk karlar yağdı başımıza
kırılan camların kırıkları
kaç karıncanın lazer ölümüne vesile
ahh Yavuz ahh sen hep böyleydin
şimdi bir kapı önündeymişsin
mesajlarda yazdığın
girsen son yazın
girmesen ise ayazın
unutma ki çocuk
asla aşk, çocuk oyunu değildir
keza büyümüşsen
eskisi gibi
oynamak hayli zordur
bundan gayrı ben sana ne diyeyim
.
(
Yavuz başlıklı yazı
aylinbengi tarafından
17.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.