Görünen köy kılavuz istemez
Göz göre göre dert geliyorum demez
Gören gözlerin kör olmuş ise
Yapacak iş kalmamış ben neyleyim
 
İnsan bile bile intihar eder mi
İnsan isen eğer milletini üzer mi
Adam yerine koymaz dinlemez ise
Kulakları sağırlaşmış ben neyleyim
 
İki dörtlük yazdıktan sonra dertlerimi dökmeye başlıyayım. Bu iki dörtlüğü kime yazdığımı anlamışsınızdır. Bizler kıyıda köşede cahil birer vatandaş olarak tehlikenin geleceğini görüyoruz. Aramızda konuşuyor, paylaşıyoruz. Bizim fikrimizde olan bazı medya kuruluşları da var. Ama ne hikmetse bu işin başında olanlara mesajlarımız bir türlü ulaşmıyor.
 
Sonra bakıyorsunuz ahlamalar, birbirrini suçlamalar. Herkes kurban aramaya çıkıyor. Yahu kardeşim bırakın artık geri kalmış fikirleri. Daha önceden kaç defa yazdık, çizdik. Bu işin sırrı da yok. Başarının her türlü kuralları ortada. Yapılacak en basit iki kural var. Alt yapı ve kafa yapısı.
 
Yıllar önce Türkiye'ye gelen Alman antrenör Derval bunu söylemişti. Üstelik başka milletlerde olmayan efor fazlalığı ve duygu sağlamlığı. Bu ikisini iyi yönde kullanabilirsen kimse sizin önünüzde duramaz diyordu.
 
Bakıyorsun her dönemde halen denemeler. Yaz boz tahtası. Olmadı şunu dene. Böyle saçma işler olmaz. Ama maalesef oluyor.
 
Almanya maçı öncesinden önce arkadaşlar sordular. Maçın skoru ne olur. Bende üçten fazla atmazlar diye cevap verdim. İster istemez kızıyorlar. Ben istermiyim milli takımızın yenilmesini. Futbolcular istermi, kimse istemez.
 
Bakın ilk iki maçlara baktığımızda zaten görüldü. Galip geldik ama öyle iyi fatbolla, ya da ezici bir üstünlüğümüzle galip gelmedik. Her mevkiide aksamalar artmış durumda. Fatbolcuların kendi özverisiyle maçları lehimize çevirdik. Ama karşımıza iyi bir takım çıkarsa en az üç tane yeriz diye düşünüyordum.
 
Diyeceksiniz bu milli takım çok iyi işler yaptı. Dünya kupası elemelrinde kötüye giden durumlar vardı kimse göremedi elendik. Fatih Terim bile bu takımı kurtaramadı. Burada yanlızca teknik direktörü, ya da fatbolcuları, ya da federasyonu, ya da medya ve seyirciyi suçlamak gibi niyetimiz yok. Aksamalar her yönde vardı.
 
Dünyada her dönemde dünya şampiyonluğuna oynayan bir takım var. Ya da bir kaç ülke var. Bu ülkelerin takımlarını incelediniz mi ? Bu ülkelerin fatbol anlayışını incelediniz mi ? Herkes de çok iyi biliyor ki adamların takımları her dünya kupasında değişiyor. Bakıyorsun takımda yüzdeyüz oynaması gereken kişiler bile milli takıma alınmadığını, neden alınmadığını bizim medyamız yazıyor. Bir de çok biliyormuşuz gibi eleştiriyoruz.
 
Adamların alt yapı sorunu kalmamış. Bizim de bir ara bir atak yaptık, son iki yılda ne oldu ise sahalarımız berbat durumda. Elin adamı geliyor, profesyonel ya ben bu sahada oynayayım da sakatlanayım mı diye düşünüyor. Haklı da olabilir.
 
Adamlar başarıya doymuş bir futbolcuyu kolay kolay milli takıma çağırmıyorlar. Bana birisi çıksın şu Brazilya her dünya kupasında aynı kadro ile çıkıyor diyemez. Adamların şampiyon olmuş takımından bir sonraki dünya kupası maçlarında bir iki kişiyi görebiliyorsunuz. Devamlı alttan gelenler var.
 
Bizim takım yine bu duruma göre iyi bir takım. Bu takımın son zamanlarda ki en büyük eksiği kafa yapısı. Derval'in dediği ikinci şık. Sahaya çıktılar mı herkes kendi başına birer maradona. Halbu ki Almanların bir uygulaması var. Futbolu basit oynayacaksın. Fizik gücünü 90 dakikaya yayacaksın. Rakibi oynatmayacak, alan savunması yaparak rakibi yoracaksın. Fazla koşmayacak topu koşturacaksın.
 
Yukarıda ki saydıklarımın hiç biri var mı bizde ? Açık söyleyeyim yok. Azerbeycanlılar bile anladılar. Biz bu takımı yeneriz diye bizimkiler güldü geçtiler. Buna ne derler biliyormusunuz ? Kafa olarak hazır değilsiniz, halen karşınızda ki takımları küçümsüyorsunuz demektir. Bu tür süprizleri bizden başka yapan var mı ? Bu da hangi kurala giriyor biliyormusunuz. Millet olarak duygusal olduğumuzdan iyi değerlendiremezsek, duygusallığın kötü yanı olan bu tuzağa düşersin. Bedenen ve moralmen çöker ondan sonra da ne yaparsanız yapın çare bulamazsınız.
 
Bizim takımızın durumu ortada. Bu kafayla gidersek daha çok mağlubiyetler alırız. Diğer konularda olduğu gibi. Gücümüzün olduğunu bilmeyerek davranıyoruz. Akıl diye bir şey var. Önlemler ortada. Bir an önce çaresi olup ta yapmıyor isek o zaman söylenecek başka bir şey gelmiyor aklıma. Son olarak bir tek söz söyleyeceğim. Bu da benim Türk olarak hakkımdır herhalde.
 
Kimse bile bile beni üzemez aklınızı başınıza alın. Bu kendini Türk olarak bilene yakışmıyor. Bu işte kimin payı var ise herkese sesleniyorum. Suçlamaları bırakın. Çaresine bakın.
 
 
14.10.2010     
 
( 326- Beni Üzmeye Hakkınız Yok başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 14.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.