1 444- Kavgaların Ana Nedeni
Son zamanları kafama takılan ve devlet memuru olarak çok rahatsız olduğum bir sürü konular var. Anlatacağım konularda benim gibi bir çok insanımızın da rahatsız olduğu apaçık ortada. Bir ülkede sorunlar çoğalmış ise oturup düşünmemiz lazım. Araştırmacılar olsun, elde ki veriler olsun veya medyanın çok üstüne düştüğü iki olay. Biri kadına karşı şiddetin çok arttığı, birisi ise sokaklarımızda kavgaların çoğaldığı.

Her iki olayın da birbirine sıkı bir şekilde bağı bulunmaktadır. Olayların artış nedeni araştırılmadan bu olayları önlemek amacı ile yeni kanunlar çıkartmaya kalkışıyorlar. Yalnızca bu iki olay değil. Herhangi bir sorun olduğunda o sorunun nereden kaynaklandığını araştıracaksın. Ya da kavga etmeden önce bir kere düşüneceksin. İşte bu düşünme olayını Türk Milleti olarak yitirdik. Ondan sonra dışarıdan bize bakan gözler "Bu Türk Milleti kavgayı sever, bunların başından kavgayı eksik etmeyelim, ne yapıp yapıp bir bahaneler uydurup devamlı bir şekilde kavgaların içinde tutalım" planlarıyla yıllardır oyalanıyoruz.

Sistemli bir şekilde yıllardır oynanan oyunlardan açık açık bahsetmeye çalışacağım. Bu kavgaların en büyük sebebi eğitimdir. Hangi öğretmene sorarsanız sorun okullarımızda eğitim öğretim sistemi 1980 darbesinden sonra değiştiğinden millet eğitimden uzak, yalnızca öğretim sistemine geçmesidir. Okullarımızda önem vereceğimiz üç ana ders doğru dürüst okutulmuyor. Birincisi din dersi. İkincisi tarih dersi. Üçüncüsü dil dersi. Bir milletin geleceğini garanti altına almak istiyorsan bu üç dersi mecburen okutacaksın.

Tüm Avrupa ülkelerinde bu böyle. Bize geldi mi önce yabancı dil olacak, sonra bilgisayar, daha sonra da kısa yoldan artist olma sevdası öğretilmektedir. Sanki okullardan çıkan öğrencilerin hepsi yabancı dil öğretmeni ya da doktor olacak. Bütün velilerin hayallerini bunlar süslüyor. Kendilerini öğle şartlandırıyor. Daha sonra o çocukların boşa düşmeleri sonucunda aza yetinmeyecek durumda olduklarından kısa yoldan köşe dönme hesapları içine giriyor. 

Aile içi çatışmalar, kuşak çatışmaları, ekonomik dar boğazına düşmeler, hesapsız evlenmeler. Bunların altından kalkmak için yukarıda önerdiğim üç dersi iyi öğrenen kişi paçayı yırtar. 

O zaman diyeceksiniz gerçekten durumumuz çok vahim. Gerçek ortada. Bu verileri ben çıkartmıyorum orta yere. Devletin başında olan Hükümet yetkilileri söylüyor. Devletin adliyesinde görülen davalar söylüyor. 

Çözüm var iken yapmazsanız, bu olayları önlemek amacı ile çıkartacağınız hiç bir kanun işe yaramaz. Daha çok kaos çıkartır. Belki elli-altmış yılımızı alır. Şu çözümü gerçekleştirmeye çalışalım. Göreceksiniz her geçen yıl olaylar azalacak. 

İşin en vahim tarafı ise bir de Müslüman ülkesi olacağız. Ne hikmetse hep Müslüman ülkelerde karışıklık var. Benim bildiğim bileli bu böyle. Önce kendimizden başlayacağız. Bu sistemi yerleştireceğiz. Daha sonra tüm Müslüman ülkelere örnek olacağız. 

Biz bu kadar olumsuzluklar içinde olursak olalım halen o ülkelerin gözünde biz Osmanlıyız. Halen bizden umutlarını kesmiş değiller. Yine orada ki kavgaları biz durdururuz. Başkaları oralarda kavga olsun istiyor. Aynen bizde olduğu gibi.

Size bir örnek vererek yazıma ara vermek istiyorum. Osmanlı İmparatorluğunun uzun süre ayakta durmasının nedeni olarak ilk başta gösterilen neden nedir ? Elin adamı Osmanlıyı inceliyor. Daha doğrusu gelmiş geçmiş tarihte ki bütün imparatorlukları inceliyor. En sağlam yönetim biçiminin Osmanlı'nın olduğu ortaya çıkıyor. Bir de bunu adamlar bas bas bağırıyor. 

Bu koskoca imparatorluğu idare eden padişahların nasıl yetiştirildiği inceleniyor. Padişahların birinci danışmanı kim ? Ulema, alim insanlar. Fatih Sultan Mehmet'in bu konuda bir sözü vardır. Yapmış olduğu tüm seferlerde hep danışmış ve başarmış. Bir savaşta danışmanı Zağnos Paşa'nın sözünü dinlememiş ve bu savaşta çok büyük zarar görmüştür. Bunu da itiraf ediyor. 

Şimdi bu zamanı göz önüne getirin. Baştakiler ne kadar eğitimli. Danışmanlar ne kadar alim. Okullar da ne derecede eğitim veriliyor. Anlamışınızdır herhalde. İşte bunun için bitmez bizim kavgalarımız. Allah sonumuzu hayır eyleye demekten başka çaremiz kalmadı.

02.05.2011        
( 444- Kavgaların Ana Nedeni başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 2.05.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.