1 574- Bırakalım Hayelleri Gerçeklere Dönelim
Sendeyaz.net sitemizle ve Bayşad derneğimiz ile buluştuğum günden beri aldığım eleştirilerin en güzeli benim hikaye türü yazıları yazmamın istenmesidir. Ben de bunun tersini yapmaya çalıştım. Şiir yazmak, okumak daha çok hoşuma gidiyor. Hoşa gitmek bazen de yetmiyor imiş en sonunda bunun farkına vardım. Zorlamak belki de yalnıştı benim için. Senden istenileni yapmak belki de daha uygundu bu hayatta.
 
Ben kendi hayatımı istediğim gibi yaşadım diyebilen varmıdır bu ülkede. Ya da sıkça duyduğumuz "özgür irade" kelimesi uygulanabiliniyor mu ? Ben zannetmiyorum. Hiç kimse kendi hayatını yaşayamamıştır. Mutlaka birilerine bel bağlamıştır. Başkalarının zoruyla hayatımız akıp gidiyor.
 
Hikaye yazmak istememin nedeni başımı belaya sokmak istemememden kaynaklanıyor. İnsanın canını sıkan dünya konular var. Mutlaka bir yerlerde bu konulara deyineceğim. Birilerin hoşuna gitmese de yazacağım. Yazmadan da durulmuyor ki. Ortalığı çok bilmişler almış götürüyor. Bir de ülkenin tepesinde olan kişiler olursa.
 
Bir de bakıyorsun ülkenin tepesinde olsan bile mutlaka birilerinin sözlerine esir olmuşsunuzdur. Bu kanaat nereden kaynaklanıyor diye soru sormayın. Aslında cevabı çok basit. Eğer biraz okumuşsanız bunun çözümüne rahatlıkla varabilirsiniz. Bir sosyolog ya da felsefeci olmaya gerek yok. Türk Milleti zaten Ata Erkil bir yapıya sahip olduğundan mutlaka birilerine danışmak zorunda olduğunu hissederler. Geçmişimizde nice büyük devletler kurup ve bu devletleri yönetenlerin akıl danışmanları, hocaları vardı. Aynen şimdi de var. Bunu kötü bir şey olarak sakın algılamayın. Bu böyle devam edip gidecek.
 
Birey olarak her zaman kendi kendimize "Bundan böyle kendi hayatımı yaşayacağım, kimse benim hayatıma karışamayacak" gibi hayallerle avunmuşuzdur. İşin gerçeğinde bu böyle olmadığını az çok anlamışızdır. Özgür irade de işte böyle. Bir yere kadar gider ama bir yere geldimi mutlaka engel olunur. Bu engellemenin tek nedeni ise bireylerin kendi başına yaşayacağı bir dünya olmadığıdır.
 
İnsanların olduğu yerde her insan birbiriyle ilişkiye girmek zorundadır. Birbirlerini korumak, kollamak hislerinden kaynaklanan özgür iradesine ket vurma durumu ortaya çıkmaktadır. Kendi kendini frenleme. O zaman sizce özgür irade sözcüğü savsata olmuyor mu ?  Yalnızca bireylerin kafasında hayal mahsulü olarak yaşayan, akla hoş gelen, özlenen manevi bir varlık olarak kalacaktır.
 
Bizleri yaratan insanları yalnız yaratmadı. İnsanların birbirlerine karşı sorumlu olarak kollayıp gözetmek onuru vermiştir. Burada esas sorun özgür iradeyi hayata geçirme uğraşı vermek değil insanların birbirini anlama, birbirlerine birlikte yaşamanın, birbirlerinin dertlerine ortak çare bulmanın, birbirlerine ömrünün sonuna kadar mecburen katlanmalarının değerinin Allah katında tarifi olmayan bir ölçü olduğunu anlatabilmektir.
 
Dünyanın türlü türlü hali var. Alın size bir laf daha. Dünyanın türlü türlü hali yok. Dünyayı türlü türlü hale sokan insandır. Dünyada olup biten ne varsa insanoğlunun yüzündendir. Zaten dünya insanoğlu için yaratılmıştır.O halde bu insanoğlu durup dururken işin ilmini almadan bu tür hayallere nasıl kapılıyor. Öyle bir sözler söylüyorlar ki bütün insanlığa inandırmaya çalışıyorlar.
 
Her insanoğlunun parmak izi ayrı ise düşünceleri de hep ayrıdır. Esas önemli olan ayrı düşünceleri bir arada toparlayıp sevgi ve saygının dışına çıkmadan birlikte kavgasız yaşamanın ne güzel bir lütuf olduğunu kavrayabilmektir. Elimizde buna ilişkin çok büyük bir değer varken, Allah'ın emirleri gözümüzün içine batarken böyle hayal mahsullerinin peşine takılmak sizce ne kadar doğru bir harakettir.
 
Açıkça itiraf ediyorum. Her insan gibi benim de hayallerim vardı. İster istemez hayal kuruyoruz. Bunun bazıları gerçekleşir, bazıları da gerçekleşmez. Hepsi gerçekleşir diye bir kural yoktur. En çok kızdığım konuların başında devleti idare edenlerin, kendini okumuş olarak ortaya atıp gazete köşelerinde tarihten bir kaç örnek vererek, kendi yorumunu da arasına katarak "acaba böyle düşünmek ileride ülkenin başına bela getirmez miydi" gibi sözlerle tarihi yargılama ya da sorgulama cüretine gidenler nereden güç alıyorlar da bu şekilde yazı yazıyorlar.
 
Bu lafları söyleyenler gerçekten ilim sahibi olsalar bu lafları söylemezlerdi. Geçenlerde yine canımı sıkan bir kaç laf daha okudum. "Dini, Milliyetçiliğe mahkum etmek","Türk tipi milliyetçilik" veya "Dindar nesiller yetiştirmek". Alın size üç tane başlık. Sayfalarca yazın çizin. Bu lafları söyleyenler sanki bu ülkede yaşamıyorlar. İsterseniz bir tanesini ele alalım bir inceleyelim.
 
"Dindar nesiller yetiştirmek". Bir kere devlet, devlet olabilmesi için tek tip din eğitimine üzerinde ısrarcı olamaz. Kanunlaştırıp aynı topraklar üzerinde yaşayan gayrimüslüm olarak kabul edilen vatandaşlara zoraki din dersi ve ahlak dersi veremez. İslamda zorlama yoktur. Buna örnek olarak tarihte bir çok olay vardır. Paygamberimizin de bir çok sözü vardır.
 
Zaman zaman ülkemizde darbeler olmuştur. 12 Eylül darbesinden sonra böyle bir hataya düşülmüştür. Şimdi de aynı hataya düşmeye başladılar. Devletin başında olanlar önce eğitim sistemini gözden geçirmelidir. Dindar nesiller yatiştirmenin tek yolu ilkokuldan başlayıp üniversiteye gidene kadar her dönemde okullarımızda Kuran-ı Kerim'i elden düşürmemektir. Bütün dünya ülkeleri bu şekilde eğitim görsün bize gelince ilkokuldan başlayıp bir ayrımcılığa gidilsin. Yalnızca azınlıkların istekleri yerine getirme çabası içine girmeyeceksin. Bütün ülkeyi kapsayan eğitim sistemini değiştirmeniz gerekiyor.
 
Ortada yıllardan beri din eğitimi olmayan bir ülkede siz hep susacaksınız şimdi başa geçince yalnızca bu lafı söyleyerek yoklamaya gideceksiniz. Ortaya bir laf atıp milletin tansiyonunu ölçmeye gerek yok. Herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
 
Önce ülkemizde bulunan şu eğitim karmaşasını bir engelleyin. Okullarımız varken dershanelerin artmasında ki amaç nedir ? Bir taraftan okullarda kitaplara para vermeden dağıtacaksınız bir taraftan habire dershane açtıracaksınız. Dershaneye gitmeyen çocukların üniversiteye girmesi tamamen zorlaştı. Dershanelerde öğrenciler bedava mı okutuluyor. Okullarımız tamamen git gel yeri oldu. Bu nasıl bir mantıktır. Kimleri kandırıyorsunuz. Beş yıllık eğitim harcamam tam eski parayla 50 milyar TL parayı geçti. İki tane üniversite öğrencisi okutmak nasıl bir iş olduğunu canlı yaşamaktayım.
 
Bu kafayla sizler ancak ortalığı karıştırmak için laf atarsınız. Yoklamayı bırakın icraata geçin. Bu ülkeyi kurtaran ecdadımız cephelerde bile namaz kılarken, ordu mensublarından çok insan namaz kılmaktan ihraç oldular. Bir türlü nasıl davranılması gerektiğini devlet olarak net orataya koyamadınız. Kemalist milliyetçiliğinde olsun, Türk Milliyetçiliğinde olsun asla din düşmanlığı olmaz. Bu dini dünyaya yayan Türk olmasına rağmen Türk Milliyetçiliği ile Müslümanlığı ayrıştırmaya kalkanlar hangi cüretle bu yazıları yazıyorlar anlamıyorum. Esas olan bu yazıyı yazanlar ayrıştırmaya gidiyor demektir.
 
Bu yüzdendir ki devletimiz gayrimüslümlerin açmış oldukları davalarda Danıştay tarafından da tespit edilen bir hak ihlalidir ve halen devam etmektedir karara varmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde "Ebebeynin dini ve felsefi inançlarına saygı gösterme" yükümlülüğünün gereğinin yerine getirilmemektedir. Hem bu sözleşmeye imza atacaksınız hem de kendi kafanıza göre yeni bir şekil ortaya çıkarmaya kalkacaksınız. Buna ne derler bilirmisiniz. Kendi kendini asma. 
 
Atatürk ne demiştir. "Herkes dinini, diyanetini öğrenmek macburiyetindedir ama bunun yeri mekteptir". Bu yazıyı yazacaksın hemen peşinden "Zorunlu din dersleri direktifi vermiş gibi anlaşılamaz mı " gibi soruyu yapıştıracaksın. Atatürk dönemimde böyle bir zorlamaya rastladınız mı ? Bazı çevreler tekkelerin kapatılmasında ortalığı karıştırır, bazı çavreler dinde zorlama yapıyorsunuz diye ortalığı karıştırır. Yahu arkadaş bu adam hangisini yaptı. Ne yaparsa kızıyorsunuz. Çok iyi biliyorsanız çaresi varken çıkın ortaya yapın. Bunu da yapmazdınız.
 
Lozan da azınlıkların "gayrimüslüm" olarak kabul edilmesi. 1924' te Hilafetin ve Şeyhülislamlığın kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması ve Tevhidi Tedrisat ile aynı yıl kabul edilen Anayasa'da milletin "Türk" olarak nitelendirildiği, gayrimüslümlerin "vatandaşlık" dışında Türk sayılmayacakları kayıt altına alınmıştır. Ondan sonra çıkarsınız şöyle bir laf daha ortaya atarsınız. "Türk'lük ve Müslümanlık arasında yeni bir kimlik arayışı birleşmesinde sorunların doğduğu" diye yazarsınız. Bu sorunları yaratanlar sizin gibi çok bilmişlerin eseridir. Zaten yazının içinde kendinizin ne amaç güttüğünüzü belli ediyorsunuz.
 
Kemalist dönem. Lafa bak. Atatürk'ün zamanında böyle bir söz söyleniyormuydu. Bizde ne hikmetse birisinin ölümünden sonra çok şeyler yazılır söylenir. O kişiye sağlığında değer verin ki insan olduğunuz ortaya çıksın. Her konuda aynıyız. Kemalist dönemde "Diyanet İşleri Reisliği" aracılığı ile halkın "itikat, ibadet ve ahlak alanlarını kontrol etmek suretiyle uygun bir "milli kimlik" oluşturulması düşünülmüş. Düşünce iyi ya da kötü olabilir. Peki tam anlamıyla hayata geçirilebilmiş mi. Burada esas amaç din ve devlet işlerini ayrı kılma amacı yatıyordu. Yani Laiklik. Hala Laikliğin tarifini bile tam anlamıyla yapamıyorsunuz.
 
Ortaya hangi düşünce atılsa atılsın arkasından devamlı bir biçimde kavgaların devam etmesi insanı üzüyor. Demek oluyor ki hep hayallerde yaşıyoruz. Kimse tarihine bakmadan, geçmişinden ders almadan yeni yeni hayaller peşinde koşmaya devam ediyoruz.
 
Şunu çok iyi bilmemiz gerekiyor. Burada Türkiye Cunhuriyeti kurulduğundan beri herkes hata yapmıştır. Her başa geçenler bir öncekini beğenmeyip deneme tahtası gibi insanlarımızın eğitimi ile oynanmıştır. İki kere ikinin dört ettiği gibi Türk hem milliyetçi olmalı hem de müslüman olmalı. Tam terside olabilir. Buna da saygı gösterilir. Ancak ikisini bir arada görmek istemeyenler bu vatana ihanet etmektedir. Yoksa yeni bir tip milliyetçilik mi yaratılmak isteniyor.
 
Zaten bildim bileli Türk olan Türk bu ülkede milliyetçiliğini de müslümanlığını da tam anlamıyla yaşamakta zorlanıyor. Bunun da nedenleri çok. Her Türk okumakta basiretsizdir. Açıkçası okumayı sevmiyoruz. Suç aslında kendilerinde. Ondan sonra bütün cezalar onlara kesiliyor. Tarih boyunca hedef aynıdır. Türk-Müslüman milliyetçisi de bunun farkında değil. Farkındayım diyorsanız o zaman bu tür yazılara ilmi olarak niye cevap vermiyorsunuz. Neden okumuyorsunuz. Neden başta değilsiniz.
 
Yarım yamalak öğrenimlerle hayallerde yaşamayın. İnsan olun oturun kendi yaşantınızı bir araştırın. Her kesime çok söylenecek sözüm var. Hangi düşüncede olursanız olun hiç önemli değil. İş devlet oldu mu bir araya gelmesini, birbirinizin kahrını çekmesini öğreneceksiniz. Hanginizin düşüncesi daha iyi ise ispatlamaya davet ediyorum. İsterseniz yazdıklarımı baştan tekrar okuyun ne anlatmak istediğimi anlayacak ve kendinize sorular sormaya başlayacaksınız.
 
Hayallerde yaşamayı bırakalım. Artık gerçek hayata dönelim. İnsanoğluna ders niyetinde öyle bir geçmişimiz var ki bu geçmişi görmeyenlere de yazıklar olsun. Kavgalarımızın çoğu da bu yüzdendir. Düşünce ne olursa olsun Türk Türk'le kavga eder mi ? En kötüsü neden kavga ettiklerini bilmiyorlar. Ondan sonra da birbirimizi yargılar dururuz. Bakalaım nereye kadar devam edecek. Korkarım ki bu kavgalar bitmeyecek. Korkarım ki bizler birbirmizin mezarını kazacağız. Allah sonumuzu hayır etsin.
 
Gerçek yaşama dönmenin zamanı geçiyor. Allah aşkına yalvarıyorum. Bırakalım şu hayalleri..Konuşurkan, muhabbet ederken birazcık ilim sahibi olun ondan sonra yazın çizin..Yalnış anlamayın ben ilim sahibi olarak yazmıyorum. Birazcık okumuş olarak yazıyorum. Burada ilim sahibi olanlara seslenmekten de geri kalmayacağım. Ne olursunuz biraz kendinizi ortaya atın. Bu milleti gerçeğe döndürelim.. 
 
18.02.2012                
( 574- Bırakalım Hayelleri Gerçeklere Dönelim başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 18.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.