1 443- Aynı Kentin Bihaber Şairleri
Aynı kentin bihaber şairleri. Sitemizin sayesinde bir şair ve bestekar bir arkadaşımızı tanımaktan gurur ve mutluluk duydum. En son yazdığım şiirime yorum getirmiş ve tanışmak için beni Balıkesir merkez Zağnos Paşa camii karşısı Yeni Çarşı Burç sk.No:4/D sayılı yerde bulunan Burak Matbaacılık Ofset isimli iş yerine davet etti. Bu davetiyeye gitmemek hiç olur mu ? Hemen evden çıktım ve yavaş yavaş çarşının yolunu tuttum.

İş yerinin kapısına vardım. İçeride üç kişi. İkisi ayakta biri koltuğuna oturmuş elinde kağıt parçası ve bir de cetvel. Selam verdim. Kapının ağzında dikili vaziyette durdum. Gözünde ki gözlüklerinin üstünden bana doğru baktı. Sanki kırk yıllık dost edasıyla yerinden kalktı ve 

--Hoş geldin üstadım, ne zamandan beri seni merak ediyordum. 
--Hoş bulduk üstadım, nasılsınız
--Allaha şükürler olsun, geçinip gidiyoruz

İş yerinin içinde ne ararsan var. Eşyalar da yıllarını yitirmiş vaziyette. Bir sorsan kim bilir ne anılar çıkacak ortaya. Muhabbete geçmeden yanındakilerini tanıştırdı. 

--Bu benim baş yardımcım, bu da oğlum Burak      
--İş yerinin ismini vermişsin

Pencereye bakan yerde bir masa. Masanın üzerinde her türlü eşya. Bir kenarında da bilgisayarı açık vaziyette. Sağ tarafta ki duvarda müzik notaları çivilenmiş vaziyette. Hemen yanı başında bir vitrin. Vitrinin üst bölmesinde bir saz. Alt bölmesinde iki tane Ud. Görünüş itibarıyla hepsi eskimiş. İçimden "burada anlatılacak çok hikaye var" diye düşündüm.

--Üstadım bu sazları çalıyormusun
--Tam on iki adet enstürüman çalıyorum. 
--Ben çok uğraştım ama hiç beceremedim

Tebessümle gülerek ve

--Bu biraz da Allah vergisi
--Doğru söylersin
--Dur bilgisayardan sana dört günlük bestemi seyrettireyim

Bir taraftan da bu adam nasıl bir adam diye sezinlemeye çalışıyordum. Kayda almış olduğu kendi sesiyle ve Ud'isiyle bir parça dinlemeye başladım. Bir taraftan da yapmış olduğu bestelerden bahsediyor. Hele bir tanesinin notalarını bulmak için yirmi beş defa sözlerini değiştirdiğini. O kadar da kolay bir iş olmadığını bahsediyordu. Bir taraftan da hafiften parçanın sözlerine eşlik edip mırıldanıyordu.

Kendi kendime o an "bu adam benden çok beter, sanki bu dünya ile işi kalmamış, çekilmiş bir köşeye, düğün davetiyeleri yapan bir matbaada saklanmaya çalışıyor" galiba diye düşündüm.

--Yahu üstadım ben bu şehirde on dokuz yıldır buradayım, seni niye duymadım
--Ben hep buradayım
--Balıkesir ilinde bulunan çoğu etkinliklere katılırım ama seni hiç görmedim
--Daha önceleri Balıkesir Belediyesinin konservetuarında görev yaptım, saz dersi verdim, son dört yıldan beri burada kendi yağımla yoğrulup gidiyorum
--Haberin var mı biz burada dernek kurduk
--Daha yeni haberim oldu
--Mutlaka sizi derneğe bekliyoruz, size ihtiyacımız var
--İnşallah
--Bayşad olarak internetten takip edebilirsin, zaten Mustafa Kuvancı başkanımız etkinlikler ile ilgili ilan veriyor.
--Mutlaka takip edeceğim ve geleceğim

Muhabbete koyulduk. Muhabbet muhabbeti açıyor. Bu bestekar ve şair arkadaşımız notalardan, güftelerden , makamların güzelliklerinden bahsetmeyi, bahsederken de kendini öylesine kaptırıyor ki, sanki birebir yaşıyor. Bizim bu muhabbetimizi başkaları görse bunlar kafayı yemiş derler. Zaten bunun farkında olduğu için bir ara

--Üstadım şu kapıyı itiver, dışarıdan sesimizi duymasınlar

Ben de yerimden kalktım ve kapıyı kapattım. Muhabbete öyle dalmışız ki bir anda farkına varmış olacak ki

--Yahu çay da söylemedik, ayıp oldu, oğlum Burak kalk dört tane çay söyle
--Sezai abi kim bilir senin gibi kaç kişi daha var kıyıda köşede
--Balıkesir de çok var
--Ben anlamıyorum sizleri madem bu kadar çok da neden ortalıkta yoksunuz
--Burası vahim bir durum

Der demez hemen aklıma Mustafa Keser hocamın bir sözü geldi. Galiba bu yöreler herkes kendi başına hür yaşamayı seviyor. Kimse kimsenin işine karışmıyor. Bir araya gelmeyi de sevmiyor. Ya da herkes kendi derdiyle kavrulup gidiyor.

--Ama üstadım bu böyle olmaz ki, bak ne güzel çalıyor ve söylüyorsunuz
--Ben beste yaparım, alan olursa satarım, satmadığım besteleri de piyasaya çıkartmam
--Yani satılmazsa orada tozlanacak
--Ne yapalım bu da bizim kaderimiz
--En azından Balıkesir'li olarak bizlerle paylaşırsın olur mu
--Anlaşıldı üstadım 

Makandan bahsetmişken anlatmadan duramadım. Kardeşim Osman hocanın sabah makamında ki sabah ezanını birlikte internet aracılığı dinledik. Orada bulunan her şeyi anlatmak isterdim. Benim tuhafıma giden kim bilir daha ne kadar var. Birbirinden habersiz aynı kentin şairleri. Bunlar bu zamana kadar neden bir araya gelmediler. Birlikte bir sofra kursunlar. Az ya da çok birbirinden nasiplensinler. Yalanım yok kendi diliyle söyledi. Bu güne kadar 126 adet bestesi varmış. Bunlara yazık değil mi ? 

Sezai Kaya üstadım saklanmayı bırak da artık ortaya çık. Bestelerini bizden mahrum etme. Balıkesir'in buna ihtiyacı var. Beni merak etme. Ben bugün var isem belki yarın yokum. Zaten bu yaz tayinimi çıkartıyorum. Bir daha görüşmek üzere...


30.04.2011
       
( 443- Aynı Kentin Bihaber Şairleri başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 30.04.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.