Görentaş Karakolu yazısını yazdıktan sonra bir dostun eleştirisi yüzünden günlerce düşündüm. Bu yorum veya eleştiriye nasıl cevap vermeliyim. Eleştiriyi genel anlamda ele aldığımızda dostun eleştirisinin doğru olduğu kesindir. Bazen yaşanan olaylar eleştirinin yönünü değiştirebiliyor şeklinde karara vardım.
 
Eleştiriyi günlük yaşanan olaylara indirdiğimizde doğruluğunun yüzdesi düşmektedir. Herkes isterse kendine şu soruyu sorabilir. Bundan otuz yıl önce düşünce yapımız ile şimdi ki düşünce yapımızda değişiklik oldu mu ? Olmadı diyen kesinlikle yalan söyler.
 
Şimdi gelelim rahatsız olduğum eleştirinin konusuna. Yazımda Kürt kardeşlerimin Ermeni uşaklarının oyununa geldiğini, oynanan oyunun farkına varılması konusunda uyarıda bulunmuştum. Burada yurdumuzda Ermeni vatandaşlarımızın da olduğu, onlara hakaret etme gibi bir durumun ortaya çıkartılması gibi bir durum var ortada.
 
Bu konuyu da tarihçi arkadaşlara bırakmamız gerektiğini, hatta geçmişte yaşanan olaylarda Ermeni'lerin payının çok olduğu aşikardır. Bu olaylar ile şimdi ki Ermeni vatandaşlarımız ile nasıl bağlantı kurulabiliyor bunu anlamadım. Şu an ki Ermeni vatandaşlarımız vatandaşlık görevini dört dörtlük yerine getirebilirler. Ya da başka bir etnik grubun üyeleri de vatandaşlık görevini yerine getirmiş olabilirler.
 
İşte burada iki ayrı olayın karıştırılmaması, yapılanların da göz ardı edilmemesi gerektiğini savunuyorum. Yani terör terördür. Kim yaparsa yapsın. Burada bütün Ermeni'ler teröristtir diye bir kelime kullansam o zaman zoruma gitmeyecek. Bu asla böyle olmaz. Ben yazılarımı genel olarak yazmaya çalışırım.
 
Başımız da ki siyasiler de aynı şekilde bas bas bağırıyorlar. İşin içinde silah varsa kardeşim ben orada yokum. Bana kimse martaval okumasın. Kim eline silah alıyorsa bana göre vatan hainidir. Bunu da açık açık söylüyorum. Bu işin Ermenesi, Kürdü, Lazı olmaz. Terör ise terör olarak kabul edeceğiz. Silahla demokrasi mücadelesi olmaz. Bunun adı resmen devlete kafa tutmaktır. Bunu anlamayanlara da sesleniyorum.
 
Bu ülke de isterse hükümetler yıkılsın, isterse ordular dağılsın, bu millet yine ortaya çıkar bir İstiklal Harbi daha yapar. Bunu herkes böyle bilsin.
 
Bir arkadaşımızın yorumunda da okudum. Eleştiri yaparken bazı bilgileri iyi bilmek zorundayız. Bizim tarihi gerçeklerimizi bir kenara bırakıp ta bu eleştiriyi yapmamamız gerektiğine inanıyorum. Benim yalnızca Ermeni değil. Kim bizimle oyun oynuyorsa hepsinin karşısındayım. Anlayan anlamıştır.
 
Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesini unutmayın. "Dışarıda ve içeride bedbahlar olabilir" Bu neyi anlatıyor. Şu an içimizde ki bedbahlarla uğraşıyoruz. Bunu görmeyen ve anlamayan gerçekten kördür. Bunu böyle kabul edeceğiz. Gözümüzü de dört açacağız. Bu tarih boyunca vardı. Bundan sonra da olacak. Sakın bitecek sanmayın. Çünkü yurdumuzun bulunduğu bölge bütün milletlerin gözünün içine batıyor. Herkesin gözü dünyanın ortası sayılan Anadolu'da.
 
İşte bu yüzdendir ki Mustafa Kemal Atatürk bu yurtta yaşayan tüm etnik grupları ayırmadan burada birlikte yaşayabilmek adına "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözcüğünü söylemiştir. Bu sözü yalnızca Türk'lere mahsus söylememiştir. Bu yurdu kendine yurt olarak benimseyen Türk ulusunun önderliğinde peşinden gelen tüm insanlığa hitaben söylenen bir sözdür.
 
Benim bu konuda eleştirim ise asla değişmeyecektir. Diğer konularda değişebilir. Ancak ortada vatan varsa asla değişmez. Bunu herkes böyle bilsin. Eleştirmeyi düzgün yapabilmek adına bu yazıyı yazmak zorunda olduğumu hissettim. Eğer yalnışım var ise lütfen beni uyarın.
 
Kısacası eleştirirken bilginin ve verilerin yoğun olmasına bakmak lazım. Bir de geçmiş yaşanmışlıkları asla unutmamamız lazım olduğunu tekrarlamak istiyorum. Nice eleştirilere...
 
03.01.2011  
 
  
( 379- Eleştirmeyi Düzgün Yapabilme başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 1/3/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu