Her düşünen bir insan olarak kafama göre bir ortam aradım durdum. Bir zamanlar gençlik yıllarımda yaşadığım ve hayatın cilvesi ile kaybettiğim ortamı. Arkadaşlık uğruna, dürüstlük uğruna, insanlık adına bir yardımlaşma, bir muhabbet, yıllardır anlatılacak anıları yaşamak uğruna, birlikte büyük bir kuvvetin doğacağı, bu kuvvet ile edebiyat uğruna, şiir uğruna, mevlana aşkıyla, din adına, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.v.) adına, Allah aşkına büyük eserlerin ortaya çıkmasında hem fikir olmak.
 
İnsanlar arasında hiç bir ayırım gözetmeden, insanları insan olduğu için sevmek adına. Milletimiz ve vatanımız için neler yapabiliriz düşüncesiyle karşılık beklemeden yüreğimizi ortaya dökerek maddi ve manevi ödünler vermek adına büyük bir topluluk yaratmak.
 
İnanıyorum ki geçmişte yaşanan olumsuzlukların hep boşuna yaşandığını bilenlerdensiniz. Düşünebiliyormusunuz sazın teline vurduğunuzda ben sağcığım ya da solcuyum diyebiliyor mu ? Ya da güzel bir şiir okunduğunda hayatın gerçeklerini ortaya döküyorsa buna sağcı veya solcu şiir diyebiliyormusunuz ? Asla söylenemez.
 
Bu ülkede geçmişte yaşanan olumsuzluklara bakıyorsun. Her kesim milletim ve vatanım adına savaştım diyor. Peki kiminle savaştın. Kardeş kardeşe karşı savaştırdılar. Hiç bir insanın düşüncesi birine asla benzemez. Bunun aksini ispatlamak isteyen düpedüz Allahı inkar etmek demektir.
 
İnsanların tipine bakıyorsun kendine yakıştıramıyorsun. Haydi bakalım başla kavgaya. Böyle bir saçmalık olur mu ? Bu ülke de bunlar yaşandı. Halen de eskileri ortaya döküp kavgalara devam etmek isteyen geri zekalılar var. Artık bunları geçelim. Türk Milleti olarak çok zaman kaybettik.
 
İntikam duygusu ile dünyanın sonu gelmez. Allah bizi insan yaratmış. Göndermiş olduğu kitapda da nasıl iyi bir insan olunur açık açık bildirmiş. Onu da bırakın bu dünya fani bir dünya. Hepimiz gideceğiz kara toprağa. Dünyaları alsan ne gezer. Yaşasaydı Sultan Süleyman yaşardı. Eninde sonunda ölüm de var. Tenin ve kemiklerin toprağa karışacak.
 
Yaşadığın sürece dünyaya bırakabiliyormusun ölmez bir eser. Gerisi inan boş işler. Gelecekte ki insanlar senin için Allah razı olsun diyebiliyor mu ? Varsa yoksa bir tek bu kelime. Allah razı olsun bu binayı yapandan. Allah razı olsun bu kitabı yazandan.
 
Para kazanmak adına şiir yazılmaz. Hikaye, roman yazılmaz. Resim çizilmez. Kendinizi kandırırsınız. Bakın geçmişte yaşayan ünlü şairlere veya yazarlara. Her birinin ne zahmetli hayat yaşadığını göreceksiniz. Şimdilerde para kazananların zannetmeyin ki yıllar sonra anılacağını. Bir Mehmet Akif Ersoy olamazlar.
 
Esas önemli olan sana değer verecek olanlar senden olsun. Elin gavurundan ödül almışsın ne geçecek eline. Bu tür düşüncede olanlar benim milletimi ikiye bölerler. Her kim olursan ol. Kendi geçmişini unutmayacaksın. Kendine küfür edipde ödül alamazsın.
 
Gelin hep birlikte böyle düşünelim. Benden olmayan bana gelmesin demeyelim. Önce yüreğinizde Allah korkusu olsun. Kimsenin ekmeği ile asla oynamayın. İnsanlığa en büyük ihanet budur.
 
Ülkemizde her iktidar değişikliğinde işi olanlar kapı dışarı, yandaşlar kapıdan içeri yaşanmıyor mu ? Hiç bir hükümet ben böyle yapmadım diyemez. O zaman bunlar neye hizmet ediyorlar. İşte bizim milletimizin özünde bulunan en büyük hastalık budur. Bu hastalığın temelinde ne yatar. Düşünen insanların milletinden uzak kalmasından kaynaklanıyor.
 
İnsanlığı düşünenler hiç bir zaman iktidar olmamıştır. Düşünen insanların olmadığı yerde hiç bir insani yaşamdan, fikirden bahsedemezsin. 
 
İnsanlar gruplara, kamplara ayrılmış, sırası gelen değirmeni döndürüyor. İşte ayrımcılık budur. Ondan sonra ülkede kavgalar olur. İnsanların elinden ekmeği alırsan o insan önce hırsız olur. Hırsızlık çoğaldı mı yasalara güvence azalır. Arkasından terörizm gelir.
 
Peki buraya kadar ne anladık. Yazar ve şairlerin olmadığı sosyal bir yaşam düzeninin olmayacağı anlaşılmaktadır. Onun için esas görev bize düşüyor. Esas fedakar olması gerekenler düşünen insanlardır. Onların sayesinde milletlere, ülkelere düzen gelecek, insan gibi yaşama sevinci gelecek.
 
Onun içindir ki Balıkesir ilinde kurulmuş olan yazarlar ve şairler derneği kurulmuştur. Hiç kimse bu düşüncelerin aksine davranmaya kalkışmasın. Herkes elini taşın altına koyacak. Hep birlikte insanlık adına ne yapacağımızı düşüneceğiz. Yalnızca şiir yazmak, hikaye yazmak değil amacımız. Bu millete doğruları ancak düşünen insanlar öğretebilir.
 
Şimdi anladınız mı işimizin çok zor olduğunu. Haydi bakalım Balıkesir yola çıktık. Bu iş yalnız Balıkesir'de kalmayacak. Çok kısa bir zamanda adımızı tüm Türkiye'ye duyurmak zorundayız. Türkiye'de bulunan tüm düşünen insanlara ulaşmalıyız.
 
Mustafa Kuvancı hocamızın dediği gibi derneğimiz her türlü parti ve derneklerin üstünde olacak. Birleştirici, birlikte çok güzel işler yapmanın zamanı geldi. Buna Türk halkının mutlak ihtiyacı var. Durumumuz olmazlardan olmaz durumundadır. Bundan böyle boş oturmak yok.
 
Karnımızı doyurmak uğruna herkes bir iş bulacak tabii ki. Bizim yapacağımız iş ise bütün sorunların kökünden halledilmesi meselesidir. Karın doyurmak başka. Sorunları hallettikten sonra daha güzel karın doyurmak daha başka. Haydi bakalım herkes fedakarlığa...
 
Şunu da söylemeden yapamayacağım. Aramızda sorunu derdi olan varsa mutlaka bildirsin. Bundan böyle hepimiz bir aileyiz. Birbirimizin sorunlarını halletmeden bu işlere başlanılmaz. Ne derler aç ayı oynamaz. Lütfen samimi olalım. Herkes ben burada ne yapabilirim diye düşünmeye başlasın...
 
Haydi hayırlısı...
 
22.02.2011            
( 406- Haydi Bakalım Fedakarlığa başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 2/22/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.