Egosantrik tutumlar, kariyer kaygısı ve göstermelik ilişkilerle dolu, anlaşılması mümkün olmayan katmanlardan oluşmuş bir olgu, toplum diye adlandırdığımız öge.Öyle ki her bir katmanda, her bir grupta inanılması güç gruplaşmalar mevcut. Yapay ve göstermelik tutumlardan tutun da yalancı, içten pazarlıklı yaklaşımlar söz konusu.


Duygular sömürülmekte, samimiyet ve inanç ise tamamen rotasından saptırılmakta. Güvenmek zor bir noktadan sonra, yeniden inşa etmek o kadar zor ki güven denen kavramı. İyi niyet ve başarı öyle inanılmaz taktiklerle suiistimal ediliyor ki, sormayın gitsin… Kısaca tüm yaşanan bir kaos, tabir-i caizse.


Söyleyecek çok şey var, bir o kadar da ithaf var onlara yakışan, ama susmak en iyisi; her ne kadar susmak da kar etmese. Zira her türlü davranış biçimi çok kolay bir şekilde çarpıtılabiliyor.


Duyguların mantık ve zekâyla olan çekişmesi aslında tüm yaşanan, dolayısıyla incinmek oldukça olası.


Kurulu bir düzene karşı durmak çok zor her ne kadar haklı, iyi niyetli ve başarılı olsanız da, zira bu düzen her türlü sosyal grupta bulunan, grubun doğası gereği kabul edilmesi gereken bir özellik. Hiyerarşik bir sistem, as üs ilişkisi, bir takım üstünlük taslayanlar, göstermelik yakınlaşmalar ve de tabi ki bazılarının eteklerinden ayrılmayanlar…


Ola ki ters bir hamle yap, o zaman vay haline, hele ki hassasiyet ön plandaysa.


Aslında amaç, gayet net ve anlaşılır: Gerek sosyolojik gerekse psikolojik yönden de oldukça bariz; tamamen ego tatminine yönelik, üstün olma kaygısı taşıyanların rahatlıkla uyguladığı basit bir taktik aslında.


Hayatta ne fırtınalar, ne dalgalar var oysa yaşanan, bunlar ne ki, zira ağır şartlar altında zayiat verilmemişken, bu tip bir gruplaşma ne ki… İçinde bulunduğumuz gruplar, mekânlar zaten dikenli bir gül bahçesiyken, varsın iki üç yaprağımız kopsun. Evet, naif bir bahçe bu ama asla korunmasız değil, her ne kadar öyle olduğu algılansa da bazıları tarafından.


Her birimiz yoktan var edildik O’ nun tarafından ve de O’ ndan bir parça taşımaktayız. Bu gün varız yarın yokuz, ötesi hikaye. Belki bu dünyada asla adalet olmadı ve görünen o ki de olmayacak ama İlahi Adalet bir şekilde yerini bulacak.


Gündelik kaygılar, güdülen hırs ve tatminsizlik çok aşikâr. Sanılan ise, bazılarının sahip olduklarını sandıkları artıların, mağdurlara eksi olarak tayin etmeleri: Hey hat ne kadar da acınası bir durum sandıklarının aksine. Hiçbir şey göründüğü gibi değil çünkü… Yaşananlar, göstermelik ve geçici başarılar daha doğrusu insani heves ve hırslarla güçlü olduklarını sanmaktalar. Bu, aysbergin görünen yüzeyi, altta yatan çok farklı sebepler mevcut, belki de gereken derin bir iç hesaplaşma, çünkü ilk gereken, kişinin kendisiyle yüzleşmesi, sanılanın aksine başkalarıyla değil.


Diğer taraftan dengeler her an değişebilir, hiçbir şeyin garantisi de yok üstelik. Varsın değişmesin: Yanlış algılar sadece algılayanların sorunu.


Her daim kişi kendini bildikten sonra gerisi safsata. Gönül dostu Yunus Emre’ nin dediği gibi:’’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen; ya nice okumaktır.’’


Her ne kadar herkes kendine ulaşılması zor, engin değerler biçse de, gerçek olan şu ki: Her birimiz evrende sadece birer toz zerresiyiz ve bir gün, er ya da geç, tüm kâinat buna vakıf olacak, o anın çok uzak olduğunu düşünsek de…


 

 

 

( İlişkiler... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 6/15/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu