Hz. Meryem Gibi

Deðerli Kýzým;

         Hayat hem yüzüne, hem bahtýna gülsün… Sen ki, narinliðe erenlerin bahçesinde açan bir gülsün…

Sen söylenen boþ sözlere, kem gözlere takýlýp kalma, bildiðin, inandýðýn ve iman ettiðin yolunda durmadan ve yorulmadan yürü… Varsýn onlar arkandan gülsün… Sen Hz. Meryem gibi yani Allah’ýn yolunda ol ve Âlemlerin sahibi olan sevgiliye doðru dosdoðru yürü… Yürüdüðün yol Sýrat-ý müstakimdir.

         Bu mektubumda Hz. Meryem’den bahsedeceðim. Ümit ederim ki, sen de bu anlattýklarýmdan ibret alýr, istifade edersin. Biz bilmez idik, Allah bildir de bilmeye, anlamaya çalýþtýk…

Meryem Suresi; Kuran’da 19.cu suredir ve 98 ayettir.  

Hz. Zekeriya (a.s.) Ýmran bin Masan’ýn birinci eþinden doðma kýzý olan Elisa ile evlendi.  Süleyman (a.s) soyundandýr. Hz. Meryem ise Ýmran Bin Masan’ýn ikinci eþi olan Hunne’den doðmuþtur. Elisa ile Hz. Meryem babalarý bir, anneleri ayrý iki kardeþtirler.

         Zekeriya (a.s.) asýl görevi nebilikti. O da her nebi gibi Allah verdikleri dýþýndan kullardan gelenler ile nimetlenmezdi. Maiþet için marangozluk yapar, elinin emeðiyle geçinirdi.

         Hunne: “Cenab-ý Hak bana bir oðul ihsan ederse (bir oðlan ver de) Beyt-ül Makdis’e/ (Mescid-i Aksa’ya) hizmetçi yapacaðým,” diye adakta bulunmuþtu. Oðlu yerine kýzý oldu ve adýný Meryem koydu. Meryem doðmadan önce de babasý vefat etti. Hunne; kýzý Meryem’i Allah yoluna adamasýndan dolayý, Beyt-ül Makdis’e götürdü ve orada bulunan âlimlere niyetini anlatýp nezrinin kabulünü istedi.

         Meryem Beyt-i Makdis’e kabul edildi ise de, kimin himayesinde kalacaðý hususunda aralarýnda ihtilaf çýktý. Zekeriya (a.s) akrabalýk yönünden çocuða ben daha yakýn olan benim,” dedi. Çekilen kura neticesinde Hz. Meryem’i, Hz. Zekeriya (a.s)’ himayesine aldý.

         Hz. Zekeriya (a.s) 120 yaþýna gelmesine raðmen çocuðu olmamýþtý. Ýçine evlat sevgisi düþtü. Duasýnda hem kendisinin ve eþinin zayýflýðýný ve yaþlýlýðýný, daha önce dualarýnýn kabul edildiðini ve kabul edilen dualarýný vesile eylediðini, ilim ve peygamberliðine varis olmasýný dile getirdi.

Kendisine salih bir evlat vermesi için. “Yalnýz lutfunden bana, yerime geçecek salih bir evlat ver,” diye dua etti.

Allah’u Teâlâ Cebrail (a.s) göndererek “Yahya” isminde bir oðul ihsan edeceðini müjdeledi. Yoktan yaratan Allah, elbet iki ihtiyardan da çocuk yaratýr. Elisa Hz. Yahya (a.s.)’ý doðurduðunda 98 yaþýndaydý…

Günümüz mevcut týbbýna göre; “kadýnlar 50-55 yaþýndan sonra doðurganlýðý kalmaz” olarak deðerlendirir.  98 yaþýndaki bir kadýnýn doðurmasýný imkânsýz gibi görür. Kadýnýn yaþýyla/Meryem suresinin ayet sayýsý ayný olmasý ibretamizdir.

         Deðerli Kýzým;

   Eðer bizler sayýsal deðerlerin hakikatlerini de bilir ve idrak edersek, zahiren okuduklarýmýzý daha iyi anlarýz. Ayetlerin hem sayýsal tasdiki, hem de mana bütünlüðü zuhur eder. 19 sayýsý insan-ý kâmilin mertebe iþaretidir. Ayný zamanda Meryem suresi 19.cu suredir.

         Meryem kelimesinin sayý deðeri 290 ki, ebced hesabýyla 11’dir. 11 ise, Hz. Muhammed (a.s.) mertebesidir. Meryem kelimesinde ki “Mim” merhameti, “Ra” Rahmeti, “Ya” yakin (Ýlmel yakin, aynel yakin, Hakkel yakin) mertebelerini, ikinci “Mim” le de hakikatý Muhammed’iyeye baðlý olduðunun ifadesidir.

         Deðerli Kýzým;

         Bilmelisin ki, ehli kâmil olanlar ya bir gönül olurlar, ya da bir gönle girerler.

Biz kendi nefsaniyetimizi bireysel varlýðýmýzdan boþaltabilir isek, orasý zaten Hakk’ýn mahalli olduðundan oraya HAKK dolmuþ olur.

Onun için derler ki “Çýk aradan, kalsýn yaradan…” Kul iken kendi hakikatimizi idrak edip, kendimizde Hakk’ýn varlýðýný müþahede ettiðimizde “kul” yani “Söyle,” emrinin muhatabý oluruz.

         Nefs mertebelerinde kiþi kendi bireysel varlýðýnda saflaþýrken, tevhid mertebelerinde afakî âlemlere dönük bir saflaþma yaþar. “Fedhuli fi ibadi/benim özel kullarýmýn arasýna gir” çaðrýsýnýn muhatabý oluruz.

         Bilginin geliþ kaynaðý Allah’týr. Bilgi Allah’tan, Resul’üne, resulünden da Abd/Kullara geliþ silsilesini izler. Rabbini, Rabbinin bildirdiklerini ara, bul ve öðren… Kula yani abd’e düþen ise Resul vasýtasýyla Allah’a (nasýl ulaþýlýr bilgi ve belgesine) ulaþmaktýr.

         Ya biz bu hadiseler zamanýna gidelim veya onlarý günümüze getirelim ki, tevhidimiz bir olsun. Bir yönümüz ile Zekeriya, bir yönümüz ile Yahya ve bir yönümüz ile de Ýsa olalým. Olay sadece geçmiþ dönemlerde yaþanmýþ Resuller olarak görmeyip, gönlümüzde yaþayan özellikler olarak idrak etmeliyiz.

         Nefs mertebesinde saflaþmakla kiþi bireyselliðinde saflaþýrken, tevhid mertebesinde ise âlemlere dönük bir saflaþma olur.

         Meryem Beyti Makdis’de temiz ve ari olarak yaþayarak büyüyüp geliþti...

         Allah, Meryem’e Cebrail (a.s.) gönderdiðinde “(Hz. Meryem þöyle) dedi: “Muhakkak ki ben, eðer sen takva sahibi isen (bana bir zararýn dokunmaz). Senden Rahman’a sýðýnýrým.” (19/18) dedi.

Cebrail (a.s.) “Ben sadece zeki (temiz) bir erkek çocuk baðýþlamak için senin Rabbinin bir resulüyüm,” (19/19) dedi.

Hz. Meryem dedi ki: “Bana bir beþer dokunmamýþ (olduðuna göre) benim nasýl bir oðlum olabilir? Ve ben, azgýn (iffetsiz) olmadým,” (19/20) dedi.  

Cebrail “Ýþte böyle” dedi. Senin Rabbin: “O, bana kolaydýr ve onu insanlara bir ayet (mucize) ve bizden bir rahmet kýlacaðýz,” buyurdu. (19/21) Ve emir kaza edildi.

         Meryem hadisesi kaza edilmiþ bir hükmünün zuhuru, bir kudretin, gücün ifadesidir.  Eðer bu hadiseler fiziki olarak yaþanmamýþ olsaydý, gaybda kalýr ve zuhura çýkmamýþ olurdu.

Þu kadar bin yýl geçmesine raðmen, evinde ki ya da hizmet mahallindeki bir kýzýn kendiliðinden bir çocuk doðurmasý olaðandýþýdýr. Meryemoðlu Ýsa’nýn doðuþu, insanlýk tarihi boyunca yaþanmýþ hem en entersan ve hem de tek olaydýr.

 Ýnsanoðlunun baþlangýcýndan beri geçerli üreme kurallarýna ters düþen bir olaydýr.  Hiçbir kimsenin þahit olmadýðý yaratýlýþ mucizesine, insanlarýn belleklerine iyice kazýnmasý için Adem (a.S.) yaratýlma mucizensin bir benzeri bir tekrarýdýr.

Allah’ýn “Bu olay insanlara gücümüzü ispatlayan bir mucize olarak sunmak istiyoruz,” arzunun bir tezahürü olduðunu kendi beyanýndan anlýyoruz.

Bu yaratýlmanýn ardýndaki hikmet, o günün insanlarý tarafýndan tamamen tersyüz edilmiþtir. Allah, bu kýssayý Kuran’da anlatmasaydý bizler bu hadiseyi bilemezdik.

Bir harici müdahaleyi/operasyonu yani mucizevî bir durumu gerektirir ki,  Ýnsanlarýn cüz-i aklý, Allah’ýn yaptýklarýnýn tam’ýný kavramaktan acizdirler.

Hz. Meryem’in sakin bir yere çekilmesini, tek baþýna doðumu gerçekleþtirmesini, kuru bir yerdeyken yaný baþýnda bir akan su ve kurumuþ bir hurma aðacýndan taze hurma ile nimetlendirilmesi de Allah katýndandýr.

Meryem, bir yanda psikolojik acýlarýn yaný sýra fizyolojik sancýlarýn pençesinde her türlü beþeri yardýmdan ve imkândan da tamamen mahrumdur. Maddi sancýnýn yanýnda mana sancýsý onu çok yoruyordu. Meryem: “Keþke daha önce ölmüþ ve hafýzalardan silinmiþ olsaydým,” diye kývranýrken, Allah’ýn “Sakýn üzülme,” teslislinin muhatabý oluyor.

Meryem’in çocuðu yüklenip kavmine gitmesi, kavminin en þiddetli eleþtirilerine muhatap olmasý, Meryem’in en aðýr imtihanýydý.

Kavmi: “Sen çok garip bir þey yapmýþsýn. Baban günahkâr biri deðildi. Annen hiç zina etmemiþti,” demiþlerdi.

Kucaðýndaki yeni doðmuþ çocuðunun “Muhakkak ki ben Allah’ýn kuluyum. Bana kitap verdi ve beni nebi kýldý,” diye konuþmasý da Allah katýndandýr.

Hz. Meryem dýþýnda, Zekeriya (a.s.) çok çirkin iftiralara muhatap olmuþtur.  Kavmine “doðruluðu emretmek ve kötülüðü men etmekten” baþka hiçbir aðýr sözü olmamýþ bir nebidir. Kendi kavmi (Ýsrailoðullarý) tarafýndan diri diri kesilerek þehit edildi.  Ne büyük bir imtihan Ya Rabbi…

Yahya (a.s.) Ýsa (a.s.)’ dan altý ay önce dünyaya gelmiþti.  Hüsnü cemal sahibiydi. Bilgeydi. Sevecendi. Her türlü kötülüklerden sakýnan biriydi. Kendinden önce hiçbir insana Yahya ismi verilmediði gibi, bu ismin konmasýný bizzat Allah emretti. Genç yaþta kendisine nebilik verilmiþti.

Yahya (a.s.) da kendi kavmi olan Ýsrailoðullarý hükümdarý Herod’un kardeþi kýzýyla veya hanýmýnýn önceki eþinden olma kýzýný eþ olarak almak ister. Herod veya adamlarý tarafýndan 34 yaþýnda baþý kesilerek þehit edildi. Kesik baþ “Yine de bu kýzý almak sana helal deðildir,” demiþti.

Abd-beþik ve Ýncil kelimelerinin sayýsal deðerleri 13’tür. Ýsa kelimesinin de sayýsal deðeri 13’tür. Ýnkârda ileri gidenlerin baþýnda gelen ve Ýsa’yý sevdikleri iddiasýnda bulunan Hýristiyan âlemi iki bin yýl öncesinde dünyaya gelen Ýsa ve Ýncil’in mucizeviyatýný inkâr ettiler. Bu yüzden 13’ü sayýsýn da sevmezler.

Kundaktaki Hz. Ýsa (a.s): “Ve o, ehline namazý ve zekâtý emrediyordu. Ve o, Rabbinin katýnda razý olunmuþlardandý.” (19/55)  O gün yaþananlarý inkâr edenler hala inkâr ve küfürde inat üzeredirler. Namazdan ve zekâtta da onlardan tamamen uzaklaþtýrýlmýþtýr. Her ne kadar teknolojide bir yerlere gelmiþ olan ehli küfür mü bize güzeli söyleyecek ve doðruyu mu emredecek?  

“Bundan nerdeyse semalar parçalanacak ve yeryüzü yarýlacak ve daðlar çökerek yýkýlacaktý.” (19/90) Rahman’a bir çocuk isnad etmeleri (sebebiyle). (19/91) Ve Rahman’a çocuk edinmek yakýþmaz.” (19/92) 98 ayet olan surede anlatýlanlar devam edip gitmektedir. Allah inkâr ve küfürde ýsrar edenlerin akýbetlerini de açýk açýk beyan etmektedir.

         Ýsa (a.s.)’da kavmi tarafýndan 33 yaþýndayken öldürülme ile yüz yüze geldi de Allah, Ýsa (a.s.) kendi ( belirlediði bir makam ) katýna kaldýrdý.

         Deðerli Kýzým;

         Allah’tan sizlerin doðup dünyaya gelmenizi isterken niyetimde hep “bedenimden sadýr olacak evlatlarýmýn “Hz. Meryem Gibi” nesebi temiz, yaþamý temiz ve ömrünü Allah yolunda harcamanýz içindi.

Rabbime hamd ve þükrediyorum. Sizin gibi asil ve Rabbinin yoluna hizmet eden kullar olarak görmekten… Çok sýký, yorucu ve zahmetli geçen eðitiminizi tamamladýnýz bu gün hizmet etmeye hazýrsýnýz. Biliyorum ki, daha yolun da baþýndasýnýz.

Netice itibarýyla baktýðýmýzda; inanýp iman edenleri/nebi ve Resullerin yolundan gidenleri nice sayýsýz meþakkat, çile ve mihnet beklemektedir.

Bu ise onlarýn mertebelerinde yükselme sebepleridir. Ýmtihan vesileleridir. Sabýr ve sebat gerektirir. Yükselmek o kadar kolay olsaydý, yerlerde sürünen bir þey kalmazdý.

Deðerli Kýzým;

Bela ve sýkýntýlar Allah’a yakin olanlar için kalplerinin cilasý ve istidatlarýnýn tamamlayýcýsýdýr. Anlamalýyýz ki eðer gelen acý ve sýkýntý sevgiliden ise, insana acý ve sýkýntý tesir olur. Dünyadaki imtihan elbette geçer de, ya ahret gününe kalacak imtihanlara kim katlanabilecek?

Cenabý Hakk’ýn peygamberimize,  Meryem suresi ve diðer surelerde ki ayetlerde Hz. Meryem’den bahsetmesinin diðer bir hikmeti ise inkârcýlarýn karþýsýnda çektiði sýkýntýlara bir teselli olmasý bakýmýndan büyük bir öneme sahiptir.

         Cehalet ve sapýklýk yollarý çok olmasýna raðmen, Allah birdir ve O’nun yolu da tektir. Ýnsanlýðýn taþkýn ve azgýn bir nehir olup ateþe ve küfre aktýðý günümüzde sizlere çok büyük vazifeler düþmektedir.

Allah yar ve yardýmcýnýz olsun. Dualarým üzerinizden eksik olmayacak… Bu ülkeye ve insanlýða adanmýþ bedenleriniz ve yürekleriniz dert görmesin… Karþýlaþacaðýnýz engeller, mihnet ve sýkýntýlar sizi yormasýn ve sizi yolunuzdan geri koymasýn.  Allah’a emanet olun…

“Ey kalpleri çeviren Allah’ým, kalbimi dinin üzerine sabit kýl,” diye dua edenlerden ol… “Her nefis ancak Allah’ýn izniyle inanabilir.” (10/100)

Sizi seven bir adam/yani baban…

…

Ant-170713

 * Parentez içlerinde görünen rakamlarýn birnicisi: Sure'nin numarasý, ikinci rakam ise Ayet'in numaralarýdýr. (19/19 =19 sure, 19.cu ayet yani Meryem Surei 19 ayet gibi...)