I

Avrupa Türkiye’den neden çekinir oldu? Neden rahatsızlığı arttı? Ve neden stratejilerini değiştirme zorunluluğu hissetti? Bildik birkaç stratejik hamleleri, onları neden istediği sonuca ulaştırmaz oldu?  

 

Türkiye neden İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD’nin canını iyiden iyiye sıkmaya başladı? Parasal kazanç kapıları mı kapandı? Kurduğu oyunlarla Türkiye’nin sırtından kazandıkları paraları, artık o kadar rahat kazanamaz mı oldular?

 

Terör ve iç olaylarla Türkiye kontrol altında tutulamaz olmaya mı başladı? İçeride satın alınarak kurulan hâkimiyet artık yürümez mi oldu? Peki, ne oldu da Batı; Türkiye üzerindeki kontrolünü kaybetmeye başladı?

 

Türkiye’nin yönetiminde ki zihniyet değişimi, bu değişiklikle beraber devletin en hassas iç organlarından başlayarak büyük bir temizleme mi yapıldı? Batılı güçlerin hâkimiyet kurup, kontrol altında tuttuğu devletin içi, artık istendiği gibi izlenemez mi oldu?

 

Yatak odalarında misafir ağırlanmaz, her önüne gelen elini kolunu sallayarak, rahatça ülkenin yatak odasına giremez mi oldu?

 

Türkiye’yi Türkiye’nin çıkar ve stratejileri doğrultusunda yöneten, yön veren bir devlet yapısı mı teşekkül etmeye başladı?

 

Güneydoğu’da devletin bazı organları ve terörün haraç kestiği yer olmaktan hızla çıkmaya mı başladı? Doğu insanca ve kardeşçe bir muamele görmeye mi başladı? Türkiye; Libya, Suriye, Mısır gibi devletlerin düştüğü oyunlara düşmekten hızla uzaklaşır mı oldu?

 

Ortadoğu ülkelerinde diktatörlüğü, özgürlük ve demokrasiyi kullanarak yönetime müdahale edip kontrolü ele almaya çalışan Avrupa’nın kendisi değil miydi?

 

Yoksa bazı ülkelerin özgürlükten ve demokrasiden yoksun, yıllardır birkaç sülaleyle yönettikleri ülkelere rol görev veren Batı ülkeleri değil mi?  Türkiye halkı bilinçlenmeye mi başladı da bu oyunlara gelmez oldu?

 

Yıllarca bu toplumun inanç, gelenek ve göreneklerinin ayarlarını bozarak başkalaştırmayı başaracaklarını zannedenler yoksa Batılılar değil miydi?  İnanç ve kardeşliğin güçlenmesine yapılan müdahaleler artık tesir etmez mi oldu? Halk yeniden kendi değerlerine mi sahip çıkmaya başladı?


         Yoksa geçmişte yarası olanlar, bugün ellerindeki çağın getirileriyle güçlenmiş ve geçmişteki hesabını bitirmeye mi çalışıyorlar?

 

Vaat edildiğine inandıkları Ortadoğu topraklarını istilaya çalışırken, kendi kontrollerinde yeni bir dünya yönetimine mi çalışmaktadırlar? Allah’ın lanetine uğramadıkların mı zannediyorlar? Lanetin son dalgası onların saltanatlarını yerle yeksan etmeyecek mi?

 

Avrupa’nın Ortadoğu’daki, bitmek tükenmek bilmeyen hırs ve emelleri için nelere katlanır ve Ortadoğu halklarına ne bedel ödettirirler? Bu hesabın çetelesini tutabilecek birileri var mı?


ABD, Avrupa ülkeleri, Arap rejimleri ve uluslar arası kuruluşlar Mısır’da yaşananlara darbe diyebildi mi? ABD’nin çuvallarla gönderdiği para Mısır sokaklarında çapulculara dağıtılarak, yapılan darbe adlı operasyona alkış tutturulmadı mı?


Mısır’da seçimle iktidara gelen Müslüman Kardeşlere hazımsızlık ve haksızlık yapılmadı mı? Mursi iktidarı uluslar arası bir darbeyle alaşağı edilmedi mi?


Dünyayı yöneten sermaye babalarının değişen dünyada, kendilerine yeni rant ve gelirler için oluşturacak stratejileri ne seviyede? Kendi istihbarat birimlerimiz bunlara yeteri kadar hazır mı?


Avrupa’nın ürettiği stratejileri çözümleyip eskiye oranla oyuna kolay düşmeyen, üretilen stratejileri kırıp, engelleyip strateji üreten bir Türkiye hiç hoşlarına gider mi?


Kılıç-kılıca savaş anlayışı, yerini strateji savaşlarına bırakmış görünmüyor mu? Dün topla, tüfekle girip sömürdükleri ülkeleri bu gün insanları kandırarak, satın alarak, paranın ve medyanın gücünü kullanarak icra etmiyorlar mı?


Güçlü artık sadece top tüfekle değil, zeki ve akıllı olmaya, oynanan oyuna göre strateji üretip, daha üstün bir taktik geliştirmeye bağlı olduğunu sergilemiyor mu?


Batılı ülke gizli servisleri, kendi yapılanmalarına güçlü müdahaleler yaparak, dış ülkelerdeki faaliyetlerini en üst seviyeye çıkardılar. Bütün bu yapılanlar bizlerin gözünden kaçmamalı değil mi?


Ant-290713

 

( Ne Oluyor -1 başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 31.07.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu