Bu cihanın o nadide gülü olan Peygamberimiz Hz Muhammed(S.A.V.) Zalimlerin ve cahilliye saltanatının sürdüren cahilliyle dünyasının zalimlerine insanların hayallerini karanlık düşleri ile karatmaya çalışanlara, merhametin çiçeklerini gönüllerde açtıran, ötelerin ufkunda semalarda meleklere denk imanlı yüreklerin yetişmesine Merhameti ile cahilliyenin zalimlik kokan bataklığına nur nur doğmuştur.Müstesna bir sedef ve inci gönlü ile Kendisine inen kuranın ışığında hakkın insanlığa ihsanı olan peygamberi ile Kuran ile kâinatta imanın bülbüllerini yetiştirdi.Görenler hayretten şaştı kaldılar şaştılar ummana umman koştular imanın kuranın libasını nur nur giyindiler imanla tanıştılar Kuran varlığın kitabı olan varlığın gayesini anladılar.Zalimler nizamda imana tabi tutuldular.Kaybettiler göremediler ,bilemediler,duymak istemediler,sistemleri yerle bir olacaktı.Kölelik bitecek kendileri Rahmana iman ile köle olacaklardı.Gönülleri aydınlanacaktı gönülleri aydınlanınca köle edecek gönülleri bulamayacaklardı….Resul bu cihanda varlık deryasında ruhlara gönüllere imandan merhametle köprü kurdu Rahmana teslimiyetin ubudiyetini .Sonsuz Kuranın hece hece harflerini gönüllere nakş ettirdi, gönül gözlerine nur indi yağmur yağmur.İnsanın beklentileri gönüllerini aydınlanması arzuları her zaman vardır ve var olmaya da devam edecektir.Bu azgın istekleri Resul Kuranın inci sedef heceleri ile sınırlar çizerek problemlerin çözmüş paylaşmanın güzelliğini hikmetini göstermiştir âleme kâinata.Ama anlamayan yine anlamadı heyhat heyhat ne acı ne elzem bir durum inanmayanların Allaha saygı duyması teslim olmasını beklemek saygılı olması beklenemez.Ruhlarındaki köprü yıkılmış tarumar olmuş gönül evleri yüreklerin olandan ne beklenilebilinir?Hikmetin gerçek yolunda ışığın karanlığında korkanların şeytanla dost olanların gelmesini beklemekte o kadar yanlış olmaz mı? Gönüllerini kalplerini Allah mühürlemiş ise!
İman
etmek için görmek duymak, hissetmek için merhametli olmak mana giysilerini giymiş,
kucağında oturan ve elinde her an tutan şeytanı yok oluşa götüren nefsini terk
etmek gerekir. Nefsin ihtiyaçtan fazlası olan dünya malını-ihtiyaçtan fazlasını
ölmeden önce ahirette göndermek hariç-yüreğinde yok etmedikçe zaten dünyada
kazandığımız bizim değildir ölüm geldiğinde elimizden alacaktır. Bizim olan
kazanırken iyilik yaparak harcadıklarımız ahrete gönderdiğimiz iyilikler mallar
bizimdir.
Yüreğini
eline alacaksın Kuranın inci sedef ayetlerini her yanı ayrı desen ve ahenkle
koskoca kâinatı hayatı nizamı anlatan ayetlerle imanını Resulün sünnetini nur
nur nakış edeceksin.