Hata yapmak insana
mahsustur, yeter ki yapılan hata sonucu oluşan tahribat kalıcı ve onarılmaz
olmasın.
Kendimizi bildiğimiz
ilk günden itibaren bir yaşam mücadelesi vermekteyiz bu dünyada ve de sayısız
seçimlere maruz kalmaktayız. Zorunlu olduğumuz ve seçim yapma ihtimalinin
olmadığı, seçeneksiz kaldığımız durumlar haricinde bilinçli ve istikrarlı
olmalıyız, bize sunulan seçenekler arasından bir değerlendirme yaparken.
Birey olarak, önce kendimize,
ailemize, çevremize ve totalde insanlığa karşı sorumluyuz. Zira toplum, belli
katmanlardan oluşan; bireylerden ve alt gruplardan meydana gelen bir topluluk
silsilesi. Attığımız her adımın ayrı önemi var.
Anne karnında başlayan
gelişim süreci ömür boyu süregelmekte. Ve yalnız değiliz elbette ki bu süreç
devam ederken. Yukarda da değinildiği gibi, her birimiz sorumluluk bilinci ile
kuşatılmış özel varlıklarız. Bizlerin mutlu bireyler olması, dolaylı olarak
çevremize de yansıyacak ve bir etkileşim gerçekleşecektir. Bunun da olumlu
olması için; yerinde, kararlı ve istikrarlı bir yol izlemeliyiz hayatımız devam
ettiği sürece.
Aldığımız eğitim ve
öğretim bir yandan da kişiliğimizi şekillendirmekte. Bir yandan bize sunulan
yeni öğretiler bizi donanımlı bir hale getirirken, farkında olmaksızın bir
yandan de kendimizi keşfediyoruz zaman içerisinde: Yeteneklerimiz, ilgi
alanlarımız, sevdiğimiz, sevmediğimiz özelliklerimiz gibi. Biz kendimizi ne
denli iyi tanıyıp, keşfedersek; ileriki hayatımızda da bunun karşılığını en
optimal şekilde alacağız: Öncelikle verdiğimiz kararlar arasında meslek
seçimimiz önemli rol oynamaktadır. İyice düşünüp, taşınmalı ve bize en yakın
gelen tercihte karar kılmalıyız.
Doğuştan gelen
yeteneklerimiz, kişilik yapımız hatta fiziksel özelliklerimiz bile etkin
olmakta, meslek seçimi aşamasında. Bunun önemli bir basamak olduğunu unutmadan
dikkatli bir şekilde kendimizi doğru yöne kanalize etmeliyiz.
Sanat, teknoloji, tıp,
ekonomi ve bunun gibi sayısız seçenek ile dolu meslek dünyası. Kimi matematiğe
yatkınken, kimi el sanatları ile uğraşmaktan haz alabilir. İnsanlarla olan
iletişimimiz bile önemlidir meslek seçim aşamasında. Bu etkileşimi başarıyla
yürüten bireyin, örneğin; halkla ilişkilerde ya da sosyal alanlarda verimli ve
başarılı olması muhtemeldir. Matematiğe uzak, rakamlarla uğraşmayı sevmeyen
birinin seçimi doğal olarak farklı olacaktır.
Çocuklarla iyi diyalog
kurabiliyorsa birey, eğitime yönelip öğretmen olarak sürdürebilir meslek
yaşantısını. Müzik kulağının iyi olması, kişinin konservatuar eğitimi alması
ile pekişecek ve başarısını katlayacaktır.
Dile yatkınlığı olan
bir öğrencinin yabancı dile yönelip, kendini bu yönde geliştirmesi, onun için
yerinde bir karar olacaktır.
Verilen örneklerden de
anlaşılacağı üzere; belki de hayatımızın en önemli seçimlerinden biridir meslek
seçimi. Hayatımızı ne şekilde sürdürmemiz gerektiğine ilişkin ilk ve önem arz
eden bir seçim sürecidir.
Teknolojinin zirveye
ulaştığı çağımız, oldukça cazip ve getirisi yüksek seçenekler sunmaktadır
günümüz insanına. Zira bu sektördeki sirkülasyon baş döndürücü bir hızla devam
etmektedir yoluna.
Uygun meslek dalını
seçtikten sonra, o meslek grubu da doğal olarak alt dallara ayrılmaktadır.
Tıpta olan branşlaşma, işletme eğitimi alan birinin pazarlama ya da finansa
yönelmesi gibi yeni seçimler, bilinç düzeyinin gelişmesi ile daha da verimli
olacaktır.
Seçimlerimizle bir
bakıma özdeşleşip, kendimizi o yolda ifade etme yetisi kazanmaktayız. Doğru,
istikrarlı yaptığımız seçimler hem bizim hem de toplumun verimliliği, istikrarı
açısından oldukça önem arz etmektedir.
Yaşadığımız coğrafya,
ailevi şartlar bile yan etkenler olarak süreç içinde yer almaktadır.
Bize ön görülen
değildir tek etken seçim sürecini yaşarken; unutmamalıyız ki kendimizi nasıl,
nerede, hangi ortamda rahat, mutlu hissediyorsak, o yolda atacağımız adım, bizi
zaten daha da üst basamaklara, dolayısıyla önemli konumlara taşıyacaktır.