Her zaman genel kabul görmüş değerler ve tutumlar yer tutmuştur, normal tanımını yaparken. Çoğunluğun takındığı tavır, kabul gören davranışlar gibi.

 

Ender görülen, sıkıntı yaratan, endişe verici ve rahatsızlık veren, uyumsuz davranışlar sergileyen bireylerin anormal tanımına girdiği kabul edilmektedir, uzmanlar tarafından.

 

Yine değerli bir uzmanın bir tanımlaması aynen şöyle idi, bu soruyu ona yönelttiğimizde, yıllar evvel:’’ İncecik bir çizgi belirlemektedir bu ayrımı; öyle bir çizgi ki normal ve anormal sıfatlarını ayrıştıran; her iki sıfat için de çok kolaydır çizgiyi geçmek.’’

 

Bu, olayın psikolojik boyutu. Pek tabii ki, başka boyutlara göre de değerlendirilmelidir konu: Gerek bireysel gerekse sosyal açıdan rahatlıkla irdeleyebiliriz konuyu. Ve tabii ki teolojik olarak da…

 

Toplumsal yönden yaklaşırsak; grup dinamikleri, adetler, örf ve gelenekler oldukça etken.

 

Bireyi baz alırsak; kişilik özellikleri, aile yapısı, inançları, alışkanlıkları ve tabii ki eğitim seviyesi.

 

Anormal davranışın ortaya çıkmasında öğrenme süreci oldukça etkindir. Bir diğer sebep ise kalıtımsal olarak ele alınabilir.

 

Ve tabii ki; yaşam sürecinde kişinin yaşadığı stres, toplumsal gel-gitler diğer önemli faktörlerdir. Gelişim sürecinde, kişinin büyüdüğü aile ortamı o kadar önem arz eder ki: Sevgiden yoksun büyüyen çocuk, ileriki yaşamında oldukça zorluk yaşayacaktır. Sevgi her zaman için bireyin anne rahmine düştüğü ilk an da hesaba katılarak, yaşadığımız her anda, her süreçte bizi sıkı sıkıya kucaklayan, güven duygusu yaşatan ve mutlu kılan yegâne duygudur. Sevgiden yoksun büyüyen çocukların, ilk gençlik yıllarında ve hayatının geri kalan kısmında bu eksikliklerini telafi etmek adına oldukça efor harcayacakları ve bocalayacakları açık ve nettir.

 

Organik etkenler de asla göz ardı edilmemelidir. Beyinde salgılanan bazı maddelerin eksikliği, bireyin sorun yaşamasında hayli ağırlık taşır. Serotin, endorfin gibi madde eksiklikleri bunlar arasında yer tutar. Bazı beyin tümörleri, alınan darbeler, alkol ve uyuşturucu maddeler de kapsam dâhilinde göz önünde bulundurulmalıdır. Bu açıdan konuya yaklaşırsak; özellikle gençlerimiz ve çocuklarımız büyük bir titizlikle bilgilendirilmeli ve onları pedagojik normları göz önüne alarak koruma sürecine almalıyız. Gerek aileler, gerek eğitimciler, hatta devlet kurumları bile konuya titizlikle yaklaşıp bu tip zararlı alışkanlıklar konusunda hassasiyet göstermelidir.

 

Toplumun nüvesi olan birey ve özellikle genç nesil gerek günümüz gerek ileriki süreçte sürekliliğimizin teminatıdır. Sağlıklı kuşaklar sağlıklı toplumların mihenk taşı olduğu için, özenle uygulanan politikalar onların hayat sigortasıdır. Eğitim süreci, sağlık hizmetleri, sosyal programlar, yeterli gelir seviyesi; kısaca her şey bireyin dolayısıyla da toplumun kazanımlarını arttırmaktadır.

 

Uyum içinde yaşayan fertler, bilinçli toplumlar bu noktalar dikkate alındığı sürece var olmaya devam edecektir. Saygı, sevgi, anlayış çerçevesinde, mutluluk da kaçınılmazdır psikolojik açıdan. Kısaca bu faktörler birbiriyle olan olumlu etkileşimle sağlıklı, normal ve mutlu bireylerin mevcudiyetini devam ettirecektir.

 

 

 

( Normal Ve Anormal Tanımı... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 12.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu