Öyle bir dönemde yaşamaktayız ki, gece yastık diye başımızı koyduğumuz aslında taş, üstümüzü örttüğümüz ise ateş yumağı. Dışarıda attığımız adımların bizi başarıya götürdüğünü sanıyoruz ama attığımız her adım cehennemden bir o kadar yer ayırıyor bize. Hepimiz acınacak durumdayız. Uçsuz bucaksız bir kuyudan, sarf ettiği enerjinin karşılığında büyük bir heyecanla zehir içen insanın durumundan farklı değiliz. Ama şuan daha kuyudan su çıkarma aşamasında olduğumuz için gayet rahatız. Dur! O kuyuda su değil, zehir var diyenlere ise gülüp geçiyoruz. Ah bizim gibi zavallı insanlara ki ne ah, zehir damarlarımızda dolaşınca anca kendimize geliyoruz. Bu yazımda değineceğim konu da amansız bir zehri damarlarımızda dolaştıran bir meseledir ki; üzülerek söylüyorum, bazı insanlar bu meseleye çok farklı açıdan bakmaktadırlar. Çünkü o insanlar hâlâ su bulacakları umuduyla yaşamaktadırlar. Oysa yanlış kuyunun başında, yanlış düşüncelerle çekmektedirler kopmak üzere olan ipi.


Evet, bu yazımda bahsedeceğim konu: “Karma Eğitim Sistemi” üzerine olacak. Bozulmuş Hristiyanlık ve Darwinizm felsefesiyle yaşamlarına yön veren Avrupalılar, ne yazık ki bizim de boynumuza zinciri geçirmeyi başarmış ve bizi istedikleri yöne çekip durmaktadırlar. Ne şanlı kültürümüz, ne de yaşama gayemiz olan dinimiz sağlıklı bir şekilde bizimle kalabilmiştir. Bir milleti savaşlarla yok edemezsiniz ama o milletin kültürel ve dini inançlarına fitneler sokarak, o milleti kolayca egemenliğiniz altına alıp yok edebilirsiniz. Zaten batılı liderler de açık açık bu durumu ifade etmişlerdir. Mesela; Lawrence Brown: “İslam, sömürgeciliğin önündeki tek duvardır.” Demiş. İngiltere Başbakanı Gladstone: “Kur’an Müslümanların elinde olduğu sürece Batı, Doğu’ya hükmedemeyecektir.” Demiş. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Demek istediğim o ki, batının egemenliğine girmemizde ki tek neden kültürümüzü ve dinimizi göz göre göre batıya satmamızdan kaynaklanıyor. Ve durum böyle olunca da benim gibi; tekrar özümüze dönüp, eski şanımızı kazanmamızı ve ahiretimizi kurtarmamızı isteyen ve bu yüzden bu tip konulara değinen yazarlar bazı kesimlerden tepki görüyorlar. Oysa o kesimler de bizlerdendirler ama ne yazık ki ya Batı ile bir çıkar ilişkileri var ve sırf bu yüzden kimliklerini satıyorlar ya da Avrupa kendi fikirlerini onlara çok kötü bir şekilde empoze etmiştir. Şimdi bu anlatmak istediklerimi “Karma Eğitim Sistemi” ile bağdaştırmak istiyorum.


Yukarıdaki paragrafta kültürel ve dini değerlerimizin bizden alınmasıyla, batının egemenliğine girdiğimizi söylemiştim. Bu yüzden günlük hayatımızda hemen hemen her şey kendi özümüzden kopmuş ve batıya özenti başlamıştır. Ben, batıya özentiyi bir kuğunun kargaya özenmesine benzetiyorum. Yaşanan bu özentiden okullarımız da etkilenmiştir. Ezberci zihniyetle çocukların yetiştirilmesi gibi olumsuz durumlara bu yazımda yer vermeyeceğim. Kız ve erkeklerin bir arada eğitim görmelerinin doğurduğu olumsuzluklara değineceğim. Kimse inkâr edemez ki; kadın ve erkek, ateş ve barut gibidir. Nikâhsız bir şekilde bir araya geldiklerinde manevi yönden birbirlerini yok ederler. Günahların en büyüklerinden olan zinaya kapı açılmasına vesile olurlar. Zaten yüce Allah, Kur’an’da zina yapmayınız demiyor! Zinaya yaklaşmayınız diyor. Yani zinaya yaklaştırıcı unsurlar da zina yapmak kadar tehlikelidir. Yine kimse inkâr edemez ki “Karma Eğitim Sistemi” zinaya teşvik edici bir niteliktedir. Öğrencilerin kalpleri temiz olabilir ama ne yazık ki ateş ve barut bir arada bulunamaz.  “Karma Eğitim Sistemi” her geçen gün okullarda kızların cinsel tacize uğramasına neden oluyor. Ergenlik çağındaki kız ve erkeklerin, dersler yerine karşı cinsle ilgilenmesine ve ahlaki yozlaşmanın meydana gelmesine yol açıyor. Bir kız, eğitim-öğretim hayatı boyunca en az on erkekle flört hayatı yaşıyor ve ileride birisiyle evlendiği zaman, evlendiği kişinin birçok arkadaşıyla daha önce flört hayatı (zina) yaşamış oluyor ve hiç utanmadan o kişiye kocacığım diyebiliyor. Bu durum erkekler için de geçerlidir. Peki, nerede kaldı bizi hayvanlardan ayıran ahlâk? Kızların ve erkeklerin küçük bir odada iç içe bulunuyor olması dinimizde ki üç yasağı da aynı anda zuhur ettiriyor: Göz zinası, dokunma ve konuşma. Bir hadisinde peygamber efendimiz, göz zinası işleyenlerin ahirette gözlerine ateş doldurulacağını bildiriyor. Televizyonlarda da sık sık şu tip haberlerle karşılaşıyoruz: Liseli aşık sevdiği kızı acımasızsa öldürdü, okullarda yaşanan cinsel taciz olayları bitmek bilmiyor, tecavüze uğrayan genç kızların sayısı artıyor, ülkemizde aile kurumu bir çöküş içerisinde, kocası tarafından şiddete maruz kalan kadınların sayısı gün geçtikçe artıyor, aynı sınıfta olduğu kızdan karşılık alamayınca hem kızın hem de kendisinin canına kıyan gencin ailesi yas içinde… Yazdığım örnekler ve daha basına yansımayan niceleri hep bu “Karma Eğitim Sistemi” yüzünden yaşanmaktadır.


İslam, gençlerin evliliklerinin ne kadar erkene alınırsa o kadar faydalı olacağını söylemektedir. Yoksa siz ergenlik dönemine girmiş, hayatının en güzel ve alımlı dönemlerinde olan kızlar ile şehvetlerinin tavan yaptığı, Avrupa özentisine girmiş imansız erkekleri bir odada bulundurursanız sizin onları evlendirmenize bile gerek kalmaz. Onlar zaten flört başlığı altında siz velilerin haberi olmadan bütün ihtiyaçlarını karşılarlar. Sonra da siz garip insanlar, benim oğlum veya kızım okuyor, devletine ve milletine ahlâklı bir birey olacak deyip, gece gündüz boş umutlar için ter akıtır ve ekmek parası kazanıp da çocuklarınızı okutma çalışırsınız. Oysa evlatlarınız kendi ellerinizle gönderdiğiniz okullarda şeytanın kucağında dolaşmaktadırlar. Evet, nadiren temiz öğrenciler olsa da gençlerin büyük bir kısmı, hatta dinine imanına bağlı olanları bile bu “Karma Eğitim Sistemi” tuzağına düşmektedirler. Aynı örnek üzerinden ilerliyorum, eğer ki siz ateş ile barutu aynı kutuya koyup sonra da barutun sağlam kalmasını bekliyorsanız, bu beklentiniz tozpembe hayalden öteye gidemez. “Karma Eğitim Sistemi” sadece kızlara zarar vermemektedir. Aynı sınıfta kızlarla bulunan ve ergenliğin etkisine yenik düşen gariban erkekler, kızlara ulaşamayınca psikolojik yönden tahribata uğrayıp sapıklığa başlıyorlar. Bu durumun sonucunda ise daha yüzünde sivilcesi yeni çıkmış çocuklar genelevlerde sıraya giriyorlar. Okuldayken erkeklerin küfürlü sözlerinden, tacizlerinden etkilenen bu gariban kızlar da ekmek parası için vücutlarını satmayı hiç garip karşılamıyorlar, nasıl olsa çocukluktan beri cinsellik üzerine çok deneyimleri olmuştu. Veya kahvehane köşelerinde oturan gençler, yoldan geçen her kıza bir metre eğilerek, farklı âlemlere dalmışçasına bakıyorlar. Zaten kültürel ve dini değerlerimiz elimizden alınmıştı, böylece gençlerin nefislerine de engel olacak bir unsur kalmadığından sokaklar fuhuş hanelere dönüyor. El ele gezen gençlerin yanı sıra, sokak ortasında öpüşen gençlerde gün geçtikçe artıyor. Gençlerin bu durumunu görüp de müdahale etmeyen deyyuslar da peygamberimizin hadisine mazhar oluyorlar. Peygamberimiz: “ Deyyuslar (ahlâkı bozukluktan rahatsız olmayanlar) cennete giremeyecektir.” Demiştir. Maalesef ki, çoğu anne ve baba da “Karma Eğitim Sistemi” ile eğitim veren okulların bu kötü yönünü bildikleri halde çocuklarını bile bile bu kurumlara göndermektedirler. Bu tip insanları Allah ıslah etsin! Biz sokak köpekleri değiliz, insanız insan!


“Karma Eğitim Sistemi” ülkenin başarı oranını da düşürmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde bu sistem uygulandığı için, içinde bulunduğumuz yüzyılda insanlığın bilimsel ve kültürel alandaki gelişmelerde gerilediğini görmekteyiz. Çünkü okula bilgi öğrenmek için giden öğrenci sayısı oldukça azalmıştır. Bir öğrenci ödevlerini değil, okuldayken bugün karşı cinsin hâl ve hareketlerini düşünüp, uzunca hayallere dalıyor. Yarın derste daha başarılı olabilmek için nasıl hazırlık yapmalıyım telaşına değil, yarın karşı cinsi etkilemek için ne giyinmeliyim telaşına düşüyor. Fakir gençler ise farklı bir psikolojik darbeyi de bu taraftan yiyor. Erkekler, kendilerini kızlara göstermek için sınıfta öğretmene kafa tutuyor veya kendi aralarında kavga ediyorlar. Kızlar da saç-baş yolma eğilimine giriyorlar. Bu gençlerin evlenip yuva kurduktan sonra yetiştirecekleri çocuklardan da hayır beklemek yanlış olur. Tinerci ve sokak çocuklarından daha ötesi şansa kalmış.


Belki kendini çağdaş sanan bazı kesimler fark etmemektedirler ama toplumumuz gün geçtikçe helak olan kavimlerin yaşayışlarına paralel bir yaşam sürmeye başlamaktadır. İslam’dan uzaklaştığımız yetmiyor, Allah’a küfür edenlerimiz bile zuhur etmektedir. Sırf sevdiği kıza kavuşamadı diye kendini sigaraya, içkiye veren gençler, intihar edenler gün geçtikçe artmaktadır. Bu olumsuz durumların önüne geçmemiz gerekmektedir. Yoksa ileride büyük felaketler bizi beklemektedir. Bu durumun önüne geçebilmek için de, kızlar ve erkekler aynı okullarda eğitim almamalıdırlar. Ve bilimsel derslerin yanında, dini derslere de ağırlık verilmelidir ki, ahlâkımızı tekrar canlandıralım
( Karma Eğitim Sistemi Üzerine başlıklı yazı Ümit Zafer tarafından 9.12.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.