Her soluksuz kalışım
İzdüşümüdür kırık
dallarımın.
Bir çiçek, bir çiçek
daha,
Bak, solup gitti
avuçlarımda.
Nasıl mihenk taşı ise
Yeşil, tabiatın;
Mavi idi rengi
Görmeyi çoktan
unuttuğum
Pırıltıların.
Küf kokuyor
Tüm kırılganlıklarım.
Ve mistik bir dünyanın
Saltanatını sürerken
İronik hayaller
uçuşmakta
Adeta kapılmışçasına
İmkansızlığın
kıskacına.
Yokluğunda mutluluğun,
Nazire etmekte hüzün
Belki de peri
padişahının emrinde
Tüm ameller.
Sorular yersiz,
Ola ki cevaplar
belirsiz.
Niyetler nöbette,
Çoktan hükme vardı
gönül
Sevginin eşliğinde.
Küçük bir tebessüm
yüzlerde,
Daha ne ister insan,
Var mı bundan büyük
ihsan.
Zamanı geldi işte,
Pırıl pırıl gökyüzü,
Bir gün bir gün daha;
Miadı artık doldu
Kefaretini ödeyen
hüznün.