Cin Şeytanını tatile
göndererek, şeytanın görevini üstlenen Ab-d’nin hedefinde, Türkiye'nin K.Irak'la
yaptığı petrol anlaşması var. Bu anlaşmayı bozmak için, yıllardır Cia ve Mossad
tarafından dün eğitilip beslenerek, bu gün sahaya sürdükleri, etiketleri -İslamcı-Şeriatçı-
olan İşid adlı sürüler marifetiyle engellemek istiyorlar...
Atalarımız der ki;
“İnsafsız avcıya hizmet etmekten ancak köpekler zevk alır.” Eğer bunlar
Müslüman olsalardı satılmazlardı, satılık olduklarına göre Müslüman
değillerdir. Sakal mı alası bizim keçilerde de var. Onun içindir ki, her sakallıya baba diyenin, vay anasının
haline… Piyasa Lawrence’lerle dolu…
El Kaide ve İşid; eğer
İslam’i bir yapılanma olsaydı, New York’u, Londra’yı, Paris’i ve Bonn’u kana
bulaması gerekirdi. Bunlar Büyük Şeytana hizmet eden örgütlerdir. İslam’la ve Müslümanlıkla
alakaları yoktur. Tek bağları adlarının Müslüman olması… Gidin ve sorun
bakayım, çoğu adam gibi gusül abdesti bile almasını bilmez. Arkalarındaki güç
ve kuvvet şeytanın ta kendisidir.
“Niyetleri bir taşla iki
kuş vurmak,” kime niyet, kime kısmet onu da zaman gösterecek... Maşa var iken,
Şeytanın çocuklarını yormanın, öldürmenin ne anlamı olur? Zaten ölen de,
öldürülenler de kendilerinden olmayacak nasıl olsa… Ölen Müslüman denilen
barbar hayvan sürüleri olacak… Ne kadar da iyi bir proje değil mi?
“Hem de siz ılımlı İslam’ı istemiyor musunuz? Yerine
Radikal İslam verelim…” mi demek istiyor Büyük Şeytan? Tabi Şeytanın bir
hesabı varsa, elbette Allah’ın da bir hesabı vardır. Bu da işin görünmeyen diğer
tarafı…
Baktılar ki, bu Araplara
bahar mahar yaramıyor. Bir an önce şu baharın yolunu/önünü kesmeli… Hatta bahar
mahar ortalıktan yok edilmeli… Irak düştü İran’ın işine yaradı. Mısır düştü,
şeytanın sevmediği başa geçti. Libya düştü şeytanın sevmedikleri iktidara geldi.
Ee “Suriye’yi de düşürüp sevmediğimi başa geçirtmem abi mi…” demekteler. Onun için Suriye’de üç yılı aşkın kan akmaya
devam ediyor. Ahmak-ı alem de aval aval seyrediyor.
Irak kan gölüne
dönüşürken; Abd denilen Şeytanın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü hala, Kuzey Irak
petrolünün Türkiye üzerinden uluslararası piyasalara sevkiyatının sürmesine
karşı çıktıklarını vurgulayan açıklamasıyla İşid saldırılarının eş zamanlı
olması da asla sebepsiz değildi. Kürtleri Ab-d’ye, petrolü İngilizlere verin
bakın bakayım, ortalıkta terör merör kalıyor mu? Siz de hiçbir şey
anlamıyorsunuz yani!
Abd denilen Şeytanın başını
çektiği Batı Koalisyonu; Türklerin ve Kürtlerin bölgedeki petrolü kontrol
etmelerini kesinlikle istemiyorlar. Türkiye'nin Kürtlerle buluşması Batı'yı
çileden çıkarmaya yetiyor da artıyordu zaten.
“Petrol için savaşan
biziz, onu satıp yiyecek olan da biziz. O petrolü bizden başkasına yar etmeyiz!
Edebilecek kadar da asla enayi değiliz,” diyen seslerini ben duyuyorum. Sizler
hala duymadınız mı?
Irak'a girmek için ikiz
kuleleri kendi elleriyle yıkan, tamamen uydurma gerekçelerle icra edilen gayrimeşru
Irak Savaşı, Büyük Şeytanın mümbit bu topraklarda bir veba mikrobunun etrafa
yaymasının başlangıç günüydü. Alem-i İslam denilen mahlukat, Büyük Şeytanı
seyretmekle günlerini gün etmişlerdi.
Bir yanda kan dökmeye ve
öldürmeye odaklı Batı saldırılarının, kumpas ve kötülüklerinin ters tepmesi,
işin çok daha uzun zaman almasını gerektirir.
Amerika 2003'te sadece
üç haftalık bir sürede Irak'ı işgal ederken, sonradan nasıl bir batağa
saplanacaklarını hiç bu kadar hesap etmiyorlardı... On yıl içinde Kuzey
Irak'taki Kürt yönetiminin Türkiye ile bu denli yakınlaşacağı, kuvvetli bir
işbirliğine gidebileceği ve petrol birlikteliği yapabileceği, yaptıkları hesapların
içinde hiç mi hiç yoktu.
Büyük Şeytanın gözüyle Türkiye,
küresel saldırı altında tutulmalı, örtülü operasyonlara devam edilmeli... “Pekeke
eskidi iş görmez oldu, biz size yepyenisini (İşid’i) verelim,” diyorlar. Bunun
için Büyük Şeytan yeni bir seferberlik başlatmış durumdadır...
Biz biliyoruz ki, İşid, Abd
patentli, taşeron ve kukla bir örgüttür. Bırakın İslam’ı dinle kitapla işleri
yoktur. Yüzyıllık planlar yapan Büyük Şeytan, öyle kolay kolay Büyük Ortadoğu
Projesinden vazgeçer mi? Planlarına göre
eskiyeni atıyor, sürekli yedek malzeme olarak tuttuklarını piyasaya sürüyor.
Türkiye ile Kuzey Irak
yönetiminin bütünleşme sürecinin yoluna taş koyabilmek için her türlü
şeytanlığı yapabilecek bir uluslararası yapıdan söz ediyoruz... Çözüm sürecini
yok edebilmek için içeride son haftalarda sahneye konulan Lice olayları ve Bayrak
provokasyonunu, İşid'in Musul'u zapt etmesi (veya hediye edilmesi) ve Türkiye
ile Kuzey Irak'taki Kürtleri, Türkmenleri hedef almasını birlikte
değerlendirmek gerekir.
Anlaşılan odur ki, ilerleyen
günlerde taşlar daha fazla yerinden oynayacak. Lice'de yaşananlar İşid
saldırılarının işaret fişeği hükmünde olduğunu gösteriyor.
Pekeke şehre inerek,
kırsaldaki kenevir alanlarını göz ardı etmek için direniyor. Dikkatleri başka yöne çekmeye çalışıyor. Diğer
yanda askeri tahrik etmeye çalışıyor. Dinleniyor ve güç toplamaya çalışıyor.
Petrolün sevk
edilmesiyle ve İran Liderinin Türkiye’ye gelip birçok anlaşmaya imza atmasıyla birlikte
İşid piyasaya sürülüyor.
İşid kime çalışıyor?
Esad’ın devrilmemesi için muhaliflere saldırıyor. Sokaktaki masum insanlara
saldırıyor. Bu saldırı kimin işine yarıyor Esed’in, Esed’in gitmemesini
isteyenler kim Şeytan ve taifesi?
Bun anlamak için çok da
gezi zekâlı olmaya gerek yok ki!
Yine şeytan ve
taifesinin yeni bir oyunuyla karşı karşıyayız. “Suriye bataklığına
çekemedikleri Türkiye’nin can damarına basıp, sinir uçlarına dokunup nasıl Irak
bataklığına çekeriz? Senaryosunun son perdesi de açılmış durumda…
El Kaide’yi kim yarattı?
Cia…
Öyleyse El-Kaide kimin
kulu? Cia’nın…
Bu köpeklere ekmek veren
kim Cia…
Bu köpekler nerelere
saldırıyor? İslam ülkelerine ve Müslümanlara…
Ee daha geriye söylenecek
bir söz kaldı mı?
Aksine inanan varsa
enayiliğine doymasın mı?… Ne denir?
Ant-130614