HASRET İLE KOKAN GÜNLER




Yıllardır aynı heyecanla bekliyordu sevdiğini her zaman buluştukları sahildeki çay bahçesinde.


Gözleri mazinin izlerini ararken gözü sahilde sevdiğinin ayak izlerini arıyordu, dalgalar silmişti ayak izlerini ama hala kokusunu silememişti.


Daldı mazinin kalbinde atan hasret kokan günlerine…


Uzun süren bir dalgınlıktan sonra mazinin izlerinde gezinmekten uyandı. Saatine baktı saat 16 ‘ya gelmişti lakin sevdiği yoktu ortada.


Az ilerde salınarak gülüşü ile gelen sevgi dolu bakışı ile fark edilen sevgili koşarak geliyordu. Kalbi yerinden sökülürcesine atıyordu. Dalında yeni yetişmiş tap tazecik bir yaprak gibi taptaze yeni açmış bir gül gibi kokan kokusu ile buram buram gül kokarak  Ceylan’ı geliyordu.


Kalktı ona doğru koşmaya başladı, koşmuyor adeta uçuyordu. Uçsuz bucaksız sahil ve deniz bir anda kan kırmızına büründü, yüreğinde bir şeyler parçalanırcasına dikenli bir el ile sökülüyordu adeta, yığıldı kaldı ayakları kendisin taşımıyor tüm dünya üstüne yıkılmıştı.. Sevgilisi sahilde kumların üstünde yığılmış yatıyor deniz dalgaları üstünü yalayarak gidip geliyordu ve deniz ve sahil kumlar kan rengine bürünmüştü.


Sevgilisi  Ceylan’ı yerde cansız yatıyordu, yanına yürümeye mecali kalmamıştı kolu kanadı tüm bedeni parça parça kırılmış yürüyemiyordu. Gözlerinde akan yaşlar denize karışırken az ilerde elinde silah ile kendine bakan sevgilisinin katili ve kendisini her gün öldüren acılar ile ıstıraplar içinde bırakan katiline baktı.


Karşısında ölüm vardı sanki ölüm gözleri ile bakan yakından tanıdığı can arkadaşı güneydi. Defalarca sevdiğine askıntılık yapmış kendisini sevmediği halde kör bir inat uğruna aralarına girerek katilleri olan Güney’e kin nefret dolu gözlerle bakıyordu ve ağlıyordu.


Kaçarak giden Güney’e beddualar ederek haykırırken sevdiği ceylanın yanına sürünerek yaklaştı. Cansız buz gibi vücuduna dokundu kendisi ceylandan önce ölmüştü lakin yaşıyordu…


Biraz önce koşarak birbirlerine sarılacaklardı, şimdi sevdiği ceylanını ölüm sarmıştı sımsıkı, mutluluğun ilk adımları olarak nişanlanacaklar ve sonrada anlı şanlı bir düğün ile evleneceklerdi, ama olmadı..


Gökyüzünde martılara baktı onlarında kanatları kırılmış teker teker denize düşüyorlardı birer birer….


Sözlerimde kan kırmızısı feryat

Dilimde yüreğimi yakan ismin heyhat

Şimdi uzaklardasın sen beni duymayan

Kahır ile dolasın ey katil mutluluğuma kan ektin

Sende kanlar içinde boğulasın


Her geldiğinde bu mısraları okuyarak gözlerinde yaşlar ile her gün bu sahile gelerek ceylanını bekliyordu, dönmeyeceğini bile bile bekliyordu…


Mehmet Aluç

 

 

 

( Hasret İle Kokan Günler başlıklı yazı kul mehmet tarafından 12.08.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu