Boy vermişti filizler
Körpe düşler çağlarken
Derinliklerinden,
safkan dehlizin
Işıkları yalıtılmıştı
olmadığı kadar
O bitimsiz sefaleti
hüküm sürerken
Sıradan koğuşlarda
Müebbede çarptırılmış
düşlerin.
Ekinlerin biçilme vakti
Efkârın hükümdarlığı
İzdüşümünde gölgeleri
Yadsınamaz yalnızlığım.
Kuru bir tebessüm idi
alt tarafı
Belli belirsiz o ahengi
ile
Göğüs çeperinden atan
Avuç içi yüreğin
kapsadığı yılgınlığı
Nüksetmiş iken nezdinde
bakir varlığının.
Hançerin soğuk ucu
kadar keskindi sözlerin
Bitimsiz tüm
söylemler
Yüreği ortasından
kanatan.
Kanatan bir sevdanın
Kanayan yarası ve hiç
olmadığı kadar
Sitemkâr o tezahürü
Muhafazakâr yarınların.
Ecel idi eşlik eden son
yolcu
Vakti belirsiz
Belli ki nöbeti
devralmıştı.
Önce ruh öldü sonra beden
Kala kala iki metre
kefen.
Bariz ve tutarsız
Hak gördüğün o sefil
yalanlar
Bir kez bile
dememişken:
Düş yakamdan.
Çetelesi çoktan
zabıtlarda
Aşkın yankısı çok
uzakta.
Mihenk taşı belki de
ömrün
Tasavvur edemediği
kadar kimselerin.
Lebi derya gönül
Hiç olmadığı kadar
sefil
Ve korunaksız
Ta ki o ana kadar
Hem hırpalanmış hem
tarumar.
İzafi boyutları nasıl
da hükümsüz
O deli dolu hülyam
Nasıl da kifayetsiz.
Eş güdümlü ne varsa
Yol yordam bilmez o
devasa
Boyunduruğu beklerken
son durakta.