Doksanlı yıllardan beri ekonomimiz bir türlü belini doğrultamadı. Ne memurun, ne işçinin, ne de esnafın yüzü gülmez oldu memlekette. Her ne kadar başımızdakiler'' Benim memurum, benim esnafım, benim işçim, benim köylüm'' dese de zamanında... Her sene bir önceki seneyi mumla aratır oldu. Doksanlı yıllarda enflasyon vardı, pahalılık vardı, ama cebimizde de az da olsa para vardı. İki binli yıllarda ki malum kitap atma olayından sonra, daha derin bir baskı ve daralma var ekonomi de; iyi mi oldu? Tabi ki hayırdır bu soruya vereceğimiz cevap hemencecik...


Lakin bir de işin başka bir boyutu var. Esnaf iseniz, durumunuzda bir çoğuna göre iyi ise bir zamanlar, herkes gelir borç ister sizden. Daha doğrusu isterlerdi geçmişte. Şimdilerde ise çok zor borç istemek birinden, borç isteme canını iste; o derece... Ne siz isteyebiliyorsunuz, ne de sizden birileri isteyebiliyor, bahanesi de hazır''Ne parası abi senin memleketin durumundan haberin yok galiba, cebimde on beş lira para var, onun da on lirasını eve vereceğim, kalan beş lira ile iki gün idare edeceğim, bu süre zarfında da kuru ekmek yiyeceğim''. Bunu dediğiniz zaman, karşınızda ki adama, isterse başka bir laf etsin, şıppadanak kıçının üstüne oturuyor...


Pazarlamacılar mı geldi kapınıza? Hemen sorun kaç para fiyat veriyor size satacağı mal için; farzı muhal elli Türk lirası, hemen beşte bir fiyatını teklif edin adamdan kurtulmak istiyorsanız şiddetle'' Napalım kardeşim memlekette ekonomik kriz var bütçem ancak buna müsait'' deyiverin gitsin...


Herhangi bir bankanın kredi kartını almanız için zorluyorlar mı sizi, saldırıya mı geçtiler? Bahane hazır''İki üç tane var kardeşim o kartlardan, zaten ikisini de iade edeceğim, ekonomik kriz var memlekette, bir kredi kartı ile idare edeceğim, onun da limitini yarıya indiriyorum hemen''...


Oğlunuza haftadan haftaya harçlık mı veriyorsunuz? Bazı haftalar beş on lira eksik verebilirsiniz benden söylemesi, tabi o hemen itiraz edecektir'' Baba yaaaaa!''diye, hemen cevap hazır.''Oğlum memlekette ekonomik kriz var senin haberin yok mu, bunu bile aldığına şükret.''...


Bir günde o meşhur dolarla satılan elektrik süpürgesini pazarlayanlar geldi, adını söylemeyeyim hepiniz biliyorsunuz zaten, reklama gerek yok. Zorla şerle randevu almışlar bizim hanımdan. Alacağımız filan yok, o bilmem kaç bin dolara satılan elektrik süpürgesini, adamlar anlatıyor vazifeleri, her tanıtımdan ücret alıyorlar, satsalar da satmasalar da...İki saat süpürgenin özelliklerini anlattı anlattı durdu arkadaşlar. Ben önceden kararımı vermişim almamak yönünde, kessen zırnık çalışmaz yani. Anlatılanlar bir kulağımdan jet hızı ile giriyor, öbüründen çıkıyor. Anlatma işkencesi bitince arkadaş''Tamam mı abi senetleri yapalım mı?''dedi... Hemen sazı aldım elime, kendime göre akordunu yaptıktan sonra''Ne senedi ne satması kardeşim, arkadaşın biri bizi referans vermiş, biz de nezaketen sizi kabul ettik, memlekette ekonomik kriz var, sizin haberiniz yok mu, bir süpürgeye o kadar para verilir mi''... Arkadaş bu sefer başka cenahtan saldırıya geçti''O zaman bize bir iki adres telefon ver Aaamet abi''dedi biraz da yavşıyarak. Bendeniz de cevap mı yok''Bırak Allah aşkına kardeşim''dedim''Bu ekonomik krizde hem de bu kadar paraları kimse kolay kolay çıkartamaz, de hadi varın gidin işinize''...


Ne diyelim Allah devlete zeval vermesin. Bu ekonomik krizler sayesinde, daha az mal alıyoruz, daha az keriz yerine konuyoruz. Yaşasın ekonomik kriz yaşasın...
( Yaşasın Ekonomik Kriz başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 7.11.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu