Dile gelmeyen o
üzünçlerin hikâyesi
Kurcalarken o meşum
maziyi,
Sırra kadem basan her
kim ise
Çat orada çat burada
Sakın ha, eşeleme
geçmişi.
Neler saklı neler
Kim derdi ki bu kadar
derbeder.
Sıkılgan mizacım
Ve tüm o kinaye
kelimelerden sızan.
Ne tuhaf ne kırılgan
O benlik ki
alabildiğine durağan.
Yadsıyamayacağım,
Hepten kanıksadığım
Rayici belli devranın
Sona ermek bilmez
kalabalık yalnızlığım.
İnanma da ne de
yargıla.
Ne yoksunum ne yoksul
Alabildiğine ve
çepeçevre
Bitimsiz aşkın ile
olmuşum meftun.
Ne kırgın ne kızgın
Meyletmiş bir kere
Aciz bir kul
nihayetinde
Sığmaz iken yere göğe.
Şu fani beden
Uzak elden geldiğince
sair âlemden
Her dem esaretinde o
gezgin ruhun.
Dil susar
Çağlar yürek
Kelimeler neye gerek.
Gönül bu;
Kâinata vurgun,
Ne acı ne de elem.
Dualar yeter
Haricinde ne gelir ki
elden.
Bağlanmış basiret bir
kere
Boynum olmadı mı kıldan
ince.
Adı insan, mevcudiyeti
anlık
Tek yol ruhun
istikameti.