TOKUŞAN
YUMURTALAR
Çocukluğumun pazar sabahları güzel olurdu… Güneş odamıza
bir başka doğardı umutla… Hele o erken yakılan sobanın çıtırdayan sıcaklığı
yüzüme vurduğunda kahvaltıda kızarmış ekmeğe süreceklerimizin tadını hayal
etmekten uykumuz kaçardı… Ve uzaktan gelen radyomuzdaki türkü ve şarkıların
namelerini de yorganın sıcaklığında ninni zannederdik.
Bedia Akartürk ince tiz sesiyle seslendirdiği “Yumurtanın
kulpu yok gözlerimde uyku yok, sür gemici gemini krallardan korkum yok…” türküsü
şu gün olmuş hala kulaklarımı tırmalar durur. Evet, yumurtanın kulpu var mı, yok mu bilemiyorum ancak, yüksek bir protein kaynağı olduğu kesin. Bunun
için bütün tavuklara teşekkür ediyorum.
Yumurta demiştik. Şimdi burada bunun bilimsel
açıklamasını tabi ki yapacak değiliz. Ancak sofrada iki yumurta var. Birisinin
adı yıllardır hiç değişmedi, “Cumhuriyet” diğerinin adı ise 2002 yılı seçimleriyle yeni
konuldu. “Yeni Türkiye” aşağı, “Yeni Türkiye” yukarı diyorlar… Bu iki yumurta
aynı tavuktan çıkmış ancak huyları hiçbir birine benzemiyor… Birisi tutturmuş
ben Osmanlı rejiminin özelliklerini devam ettireceğim, diğeri de olmaz, “Cumhuriyet”,
halkın kendi kendini yönettiği, demokratik, çağdaş ve bilimsel yolda ileri
ülkeler seviyesine sonsuzluğa kadar gidecek, diyor…
Sofrada inat var…
Yumurtalar tokuşuyor…
Osmanlı özentisi yumurta yanına sürekli biberin acılığını
alıyor. Kardeşinin yüzüne yüzüne sürüyor acılığını… Onu hiç konuşturmak
istemiyor. Hele iki yumurta bir araya gelse; Yeni Türkiye adlı yumurta, dolaptaki kuvvetini toplayıp onların cılıklığına
bile bakmadan eline aldığı sivri biberin acılığını “Sık lan sık!” diye bağırarak
susturmak istiyor… Ona acımadan vuruyor da vuruyor! Neyse onlar tokuşa dursun, biz fabl ortamdan biraz sıyrılıp gerçeklere
yolculuk etmeye devam edelim… Nasıl olsa tokuşan yumurtalardan birisi mutlaka
sağlam kalacak…
Son zamanlarda AKP’nin vekil aday adayları Osmanlı kostümleriyle
çektirdiği afişlerle sosyal medyada boy göstermeye başladılar. Onları görünce
gülmemi tutamıyorum. Aklıma nedense çocukların sünnet davetiyelerinde
çektirdiği fotoğraflar geliyor. Evet, işte o uzun kavuklu vekil aday adayları ‘liderim beni seçsin’ diye o fotoğrafların
yanına neler yazmıyorlar ki… Kavuk dedim de, şimdi giydikleri kavuğun ne anlama
geldiğini bir gazeteci sorsa, inanın bileceklerini de sanmıyorum. Ben burada
Osmanlı Padişahları neden kavuk giydiğini anlatmayım, onu da siz araştırın… Sahi
bu kostümlü vekil aday adaylarını sizler mi seçeceksiniz? Geçin onu, onları
yine bir hafta eve kapanacak liderleri seçecek… Hem de özenle seçilecekler.
Özellikle liderin fikirlerine karşı gelmeyecek, karşısında el pençe duracak, sesini
yükseltmeyecek, ona her daim biat edecek… Lideri bir gecede kanun değişikliği istediğinde
içeriğine bakmadan o yalnızca uykulu gözlerle ellerini kaldıracak… Biraz önce “liderleri”
diye bir sözcük kullandım. Belki yadırgamış olabilirsiniz. Artık partiler biliyorsunuz
kimisi eş başkanlı, kimisi de iki başlı yönetiliyor. Malum Sayın Cumhurbaşkanı
Erdoğan, seçilmeden önce ‘Ben önceki Cumhurbaşkanlarına benzemeyeceğim”
demişti. Ve Israrla istediği Başkanlık sistemi için seçim otobüsü bile şu
günlerde faaliyette… “Yeni Türkiye” adını verdiği ve hedefinin 2023 ve 2071
olarak belirlediği “Kutlu Siyasi Sistemi” için 400 milletvekili istiyor… Tarafsızlık ve
partilere eşit mesafede olması için yemin etmiş Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu
vekilleri CHP veya diğer muhalif partiler için istediğini mi düşünüyorsunuz? Biliyorum güldünüz… Neyse bu yazıyı okurken umarım
hiç olmazsa birkaç dilim pirzolanın keyfini de yaşamışsınızdır… Pirzola
dedikte, o da şu günlerde oldukça zamlanmış… Artık dar gelirli vatandaşlarımız
bir dilimini bile alabilirse, koklayarak yiyebilecek! Düşünsenize sofrada elden
ele dolaşan bir dilim pirzola (!) (İhaleciler alınmasın, onlar tıksırıncaya
kadar zaten kilo kilo yiyorlar!)
Yumurtalar son sürat tokuşmaya devam ediyor…
Tokuşurken basın uyuyor,
Yasalar uyuyor,
Bazı vatandaşlar gerçeklerden bihaber; ya futbol maçlarında, ya yarışmalarda, ya da dizilerin aşk üçgeninde zaten şaşkın…
Gençler mi? Onlara dokunmayın! Akıllı telefonlarından başlarını
kaldırmıyorlar ki!
Bakalım hangi yumurta sağlam kalıp sonsuzluğa doğru yol
alacak…
Onu da seçimlerden sonra anlayacağız… Sonuçta, oyuna sahip çıkmayan yumurta kırılacak!
Ertuğrul
Erdoğan
28
Şubat 2015/ Bursa
www.erdoganlaedebiyat.com