Pürüzsüz bir yüzeydeki tüm çapaklar en batası
En can yakan ve en acıtan.
Gönül bu;
Bir araya gelir mi iki yakası.
Kavuşamamış ve ıslah olmaz iki âşık
Hanidir demi acının
Kıvrak bir melodinin o tınısı
Yine de yürek burkar
Hazin ise girizgâhı
Ve ömrün derdi tasası.
Bilinmez, çözülmez
Anlatırsın da dinmez sızısı.
Yürek mihenk taşı ruhun
Ruh dediğin o soyut mefhum
Ola ki eşleşti yolun
O bilinmezlikle
Hanidir ses etmez
O kesif yoksunluk
Ne özgürdür ne de başına buyruk.
Korkuyorum fazlasıyla kaybolmaktan
Kayıp gitmek kadar olası
Şu uçurumun kıyısından.
Kim bilir çoktan yitip gitmişim de
Dönmelerin çaresidir
Peşine düştüğüm
Hanidir peşine düşmüşüm de
Çaresizliktir devinimi o izdüşümün.
Yola mı geldin de çıktım yoldan
Yol mu yoktu yoksa da
Bir hayal mi idi gördüğüm.
Varsın yenik düşeyim bir kez daha
Elbet kavuşur şu garip kul Mevla’sına
Yine demek zor olsa da
Yeniden doğmak değil mi
Düşen payıma.
Bin kez ölsem de
Boğulsam da bilinmezlikte
En makbulü tutunmak yeni güne
Hayat ağacına geçirdiğin tırnaklarınla.
Kıdemli bir sancı imiş
Adına sükût-u hayal denen
Yine de sakınır mı insan sevmekten
Sunumu ömrün,
Yazgısı belki de şu garip gönlün
Rayici olsa da hüzün.