Dem vurma yalnızlıktan
Uymaz mizacına, bilirim
Rivayet o ki,
Mızrabı kırıkmış aşkın
Tek söz dahi söyleme
Durağan seyri nasıl da
nahoş ömrün.
Kıyısında olmazın
Deminde suskunun
tezahürü
Niyazı sözü
Nemalanmış bir kere
Döngünün külü.
Rağbet edesi ne varsa,
Süzgün ölü düşlerin
közü
Meramın aslı nasıl da
gizli saklı
Durduk yerde savrulsan
da
Miadı çoktan dolmadı
mı
Hele ki anın gizemi
Savruk gel gitlerin
seyri.
Yarın çok ama çok geç
Dün ise kırık bir mazi
Bugün fazlasıyla
erdemsiz
Dilersen tutanaklara
geçir ismimi.
Neye yeter ki söyle
Şu garip kulun mecali
Farkındayım fazlasıyla
Yoksunluğun can yakan
O buruk tadının
Oysa ne güzeldi hazan
öncesi.
Neyin derdi ki
İçli içli çalar şu
şarkı
Bir nebze de olsa
kabulüm
İnkar edemem payıma
düşeni.
Fazlasıyla soluk olsa
da göğün rengi
Beklemekteyim
mütemadiyen
Gün henüz nihayete
ermeden
Şu solgun düşler
ölmeden.