Anlamsızlığın kıyısında
Ve bu kesmiş bir
yürekte
Neyse menzilim…
Bir avuç kum belki de
Sığınıp üstümü örttüğüm
Gözden ırak bir ömür
benimki
Hani nerde gönle yakın
bildiğim.
Sırlar döküldü bir bir
dilinden
Sureti kati dönmem
sözümden
Yine ben ve ne varsa bana
dair
Yine bitimsiz ümitlerim
Safça ve tarafsızca kar
bildiğim.
Ne çok üzünç
Hele ki hükmümün
geçmediği
Dünyalar ait olamadığım
Ama içimde
biriktirdiğim
Sevi dili bile edimsiz
Seyrindeyim bil ki dergâhında
Gönlün her daim.
Bir başıma kaldığım
zaman zaman,
Yansız ve nasıl da
çaresiz.
Yankısı belki de en
güçlü
Ses bildiğim
huysuzluğum,
Geçmişim bir kez
kendimden
Ve son kez o yoldan
Terk ettiğim düşlerim.
Hibeliyim bir kez
kedere.
Ne buhran ne tek bir
edim
Her şey nasıl da izafi
Kula kulluk etmekse aslolan
Ben kaybettim en
baştan.
Sevmekse tek çare
Sus, sakın söyleme
Ne tek bir kelime ne de
Son bir izlek senden
arda kalan ve
Bırak kalsın her şey
Bir sis perdesinde.
Adını unuttuğum ne çok
insan
Fazlasıyla ketumdu çoğu
Ve ne çok yalan.
İzahı mümkün değil şu
devranın
Biliyordum senin de
gideceğini
Hoşça kal, demek olsa
keşke
Dilimdeki son kelime.
Unutamayacağımı
bildiğim
Kim bilir kaçıncı gölge
Sığınacaktım oysa o
gölgenin dibine
Yine bir başıma yine
son çare
Saf tutmuşum bir kez
yalnızlığın dibinde.